Zulümhane & Silivri Toplama Kampı Hakkındaki Yorumlar

Hükümetin kendi ideolojileri karşısında gazetecilere yapılan eziyeti anlatıyor.

ŞAİR NECİP FAZIL' IN "ZİNDAN" ŞİİRİ İLE DENKLEŞTİRİLEREK OKUNURSA YAKIN MESAFEDEN BAKMA YERİNE, UZAK MESAFEDEN (ORTA İLERİDEN) BAKARAK DEĞERLENDİRİLMELİ VE HİÇ KİMSENİN ZÜLMÜNE ONAY VERİLMEMELİ

önce oktay yıldırımın kitabının okunması gerekli bence.üslup vasat geldi sadece bana.gazeteci olmak ile yazarlık farklı şeyler.bu da hemen belli ediyor kendini.yinede akıcı.

okuduğumda bana uğur mumcunun sakıncalı piyade kitabını hatırlattı. zaman değişse de bazı şeylerin hala aynı olduğunu gösteren ve tarihe not düşen bir kitap tavsiye ederim.

Dönemsel tarih yazımı için muhteşem bir belge değerindeki kitap üç bölüme ayrılmış. İlk bölümde Ergenekon iddianamesi analiz edilerek içinde barındırdığı tutarsızlıklar sergilenmiş. İkinci bölümde ise Mustafa Balbay iddianamedeki suçlamalar verdiği cevapları ayrıntısıyla yazmış. Üçüncü ve son bölümde ise Silivri Hapishanesindeki yaşamdan kesitler sunularak siyasi mahpusluk her okuyanın algılayabileceği şekilde evimize kadar getiriliyor. Çok olumsuz koşullarda yazılan duygu yüklü ancak kontrolü elden bırakmayan bir ustalık barındıran bu kitabı kesinlikle okunması gereken bir eser olarak herkese tavsiye ediyorum. Yazarın kitabın son cümlesindeki isteğinin bir an önce gerçekleşmesi dileğiyle...

İçinde bulunduğu ruh halini ve yaşananların arasında anlam veremediklerini akıcı bir dille yazmış Balbay...

henuz okumaya başlamadım, ama en kısa sürede okumaya başlayıp bitireceğime eminim :)
Türkiye gerçekleri'ni öğrenmek isteyen
herkese önemle tavsiye edilir ...

Haksız ve suçsuz yere aylarca hapishanede yatmanın mesleğinde başarılı bir insan üzerindeki etkilerini anlatan müthiş bir kitap.

Masal değil gerçek...İşini yapmaya çalışan bir gazetecinin, demokrasiye inanmış bir vatandaşın, çocuğunu büyütmeye çalışan bir babanın; Mustafa Balbay'ın yaşadıklarını okuduğunuzda sizler de kitaba verilen ismi onaylayacaksınız.

bir solukta okudum... ne vicdan yarabbii.. lütfen okuyun ve vicdanınızda sorgulama yapın.. lütfen ama lütfen lütfen..

Hukukun gücünün değil de güçlerin hukukunun egemen olduğu bir ülkede gazetecilik yapmaya çalışan Mustafa Balbay, işini “doğru” yaptığı için cezalandırılan nicelerinden birisi belkide…
Hukuksuzluğun hukuk olarak algılandığı bir ülkede suçsuzluğunu ispat etmeye çalışan binlercesinden de biri…
Kitabı okuyup da lanet etmemek elde değil, bu kokuşmuş düzenin daha nereye kadar gideceğini kestirmenin de güç olduğu dönemler yaşıyoruz. Tutukluluğunun 2 yıla yaklaştığı şu dönemde yazdığı bu kitabıyla, hukuksuzluğu bir kez daha gözler önüne sermiş Balbay. 3 bölümden oluşan kitabının ilk bölümünde Ergenekon davasını, ikinci bölümde “delillere” verdiği cevapları, üçüncü bölümündeyse hapishanede yaşamı yazmış.
Kitabı HERKESE TAVSİYE EDERİM. Son olarak şu sözü hatırlatmak isterim.
Zulm ile Abad olanın sonu berbad olur…

Balbay kitabında yaşadığı büyük komplonun nasıl bir zulüm olduğunu belgelendirerek anlatmış okumanızı öneriririm..

Okunması gereken bir kitap. İçinde bulduğumuz durumu gözler önüne seriyor. Uydurma bir senaryoya inandırmaya çalışıyorlar ama bu mümkün olmayacak .

bu kitabı tam inceleyemedim ama haberal ın suçum ne adlı bir kitabı var.Mehmet haberal’ın hakkındaki iddianameye karşı hastane odasından konferans yöntemiyle yapm ış olduğu savunmaları içeriyor. Savcıların sordukları sorulara bakılırsa hukukun elinde elle tutulacak bir delil yok.iyi okumalar…

sabah başlayıp ertesi gün bitirdğim bir kitap.Balbay kendisinin ve ülkemizin aydın insanların orada düştüğü küçük düşürücü durumları, yaşadıklarını, ailesinin ve minik kızının asla unutamayacağı o günleri öyle güzel anlatmışki kitanı okurken kelimeler boğazınızda düğümlenebiliyor. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap...

çağımızın en büyükoperasyonu olarak baktığım ergenekon davasında belkide tutuklanmasına en çok üzüldüğüm kişiydi sayın balbay.kitabın bazı bölümleri gözlerimin dolmasına neden oldu.özellikle fotoğrafı öptğü gibi çocuğunu balbayı öpmesi bu kitaptakı en can alıcı kısımdı.belki suçludur belkide değil ancak yapılan bir haksızlık varkı oda tutukluluk sürecinin çok uzun olması.mustafa balbayın daha önce okuduğum kitablarıda oldu hiçbirisinde balbayı bu kadar derin üzüntü içinde bulmadım.adalet bir gün tecelli eder umarım.merak ettiğim şudur ki eğer balbay aklanır cezaevinden çıkarsa bu kitabındaki isyana kimseyi inandıramadığı için çok üzülecek.yok eğer suçlu ise bu kitapları yazdığı tarihler birer dönüm olacak.

Bu kitabı lütfen okuyun... kimi zaman içiniz acıyacak kimi zaman öfkeyle dolacaksınız kimi zaman bileneceksiniz vay be diyceksiniz burnunuz direği sızlayacak ama okuyun eğer sevdiğinize doğru koşarken cama çarpmadıysanız lütfen okuyun...

Balbay iddianemenin tutarsızlığını ve saçmalığını belgeleriyle kanıtlamış bu kitapta. bir solukta okunacak,sayfalarını her çevirdiğinizde vicdanınızı biraz daha sızlatacak bir kitap. kesinlikle okuyun

Acı ama Türkiye gerçekleri.. Ne şartlarda duş aldıkları ne şartlarda yaşadıkları ne şartlarda çocuklarını gördükleri. Dışarıda hayatımızı sürdürürken onların nasıl nefes almaya çalıştıklarını bilmek yürek burkuyor. Dualarımız sizinle. Tek onların Allah'ı yok. Adalet yerini geç olmadan bulacaktır diye ümid ediyorum..

Ülkede ahlaksızlar,hırsızlar kadar cesur ve nesli tükenmek üzere olanlardan,ADAM'lardan biri....
Bu kitabın okullarda okutulması zorunlu olmalı.

Ergenekon dava sürecini herkes gibi basından takip eden biri olarak sürecin çok uzadığını ve kesin delillerin ortaya konulamadığını düşünüyordum. Bu kitapla yazar savunmasının birkısmına değinerek bu düşüncemi perçinledi. Herkes suç işleyebilir ama suçu ispatlanana kadar da herkes masumdur. Bu dava uzadıkça karmaşıklaşıyor ve siyasete alet ediliyor. Nice değerli ülkeye katkı sağlayabilecek insanlar hapishane köşelerinde yıpratılıyor. Hapishane koşullarını ve etkilerini çarpıcı bir şekilde ele almış. Neredeyse ülke için söyleyecek sözü olan işe yarar tüm insanlar içeride. Korku imparatorluğu oluşturmaya doğru gidiliyor. Kitaptaki 2 cümle beni çok etkiledi. 1-Gardiyan tarafından hapishanenin eğitim düzeyinin yükseldiğinin belirtilmesi 2- Teröristlerin koğuşlarında nevruz kutlayabilmesine rağmen ergenekoncu olmak ile ithaf edilenlerin tecrit edilmesi. Yıllarca zor koşullarda fedakarca terörle mücadele edenlerin terörist olarak suçlanması çok ağır bir suçlama. Herkes hata işleyebilir ancak güçlü deliller varsa bunlar ortaya çıkarılmalı ve insanlar yargılanmalı. Yargılama süreci uzadıkça adalet kendi böğrünü hançerliyor. Herşeye rağmen Türkiye hukuk devletidir ve ergeç adalet yerini bulacaktır. İçerideki herkese allah kurtarsın derken ailelerine de sabır dilerim

Ergenekonu anlamak,tarafınıza destek vermek,gerçeklerle yüzleşmek istiyorsanız,kaçırmayın.Bir solukta okunan , son bölümde duygusal olarak nasıl etkilendiklerini çarpıcı bir şekilde vurgulayan çok hassas,özel,yalın,gerçek bir kitap.Kesinlikle tavsiye ediyorum.

kitabı 3 günde bitirdim. herkesin gerçekleri görmesi ve yazarın kitabın adından da anlaşıldığı gibi zulümleri anlaması için okuması gereken bir kitap. mustafa balbay'ı bu kitabı bize kazandırdığından dolayı kutluyorum.

Kitapta Silivri’deki mahkemelerin seyri, iddianamelerdeki uyuşmazlık ve çelişkiler ve Silivri sanıklarının hapishanedeki yaşam şartları anlatılmış. Mustafa Balbay saedece kendinden değil, Ergenekon davasından yargılanan birçok kişiden de bahsetmiş kitapta.
Özellikle Mustafa Balbay’ın bilgisayarının kendisine bir kopya verilmeden alınması ve daha sonra bilgisayara birçok dosyanın yüklenmesi, ( yazar bunları dosya adı ve yükleme zamanları ile listelemiş, aynı tarihte, aynı saniyede oluşturulmuş dosyalar var) çok dikkate değer. Bir diğer konu da ,basında sürekli tutukluların hastalık nedeniyle hastanelerde olduğu gösterilirken, rahatsızlığı olanların rapor almak için çektikleri sıkıntılar. Konu güncel ve bir çırpıda okunabilcek bir kitap.

Devlet insanların bekası için elinden gelen her şeyi yapmak zorundadır.Amaç insanların huzuru vu haklarının korunması fakat bunları yapmayınca haksız bir şekilde insanların ölümü ya da hapisane köşelerinde hayatlarının tükenmesi söz konusu olur.ERGENEKON işte hukukun olmadığını, delillerin değil varsayımların öne sürüldüğü bir dava.BU kitap insanı hüzünlendiren,bunların olmaması gerektiğini anlatan bir kaynak herkesin okuması gerekiyor...

Temel kamyon ile yokuş aşağı inerken frenleri patlar. ilerde yolun ikiye ayrıldığını görür. sağ yol üzrinde bir halk pazarı vardır, sol tafaftaki yolda ise bir çocuk. temel yüzlerce insanı ezmektense bir kişi ezmeyi yeğler. aradan bir zaman geçtikten sonra temel gözlerini hastanede açar. başında toplanmış insanlar sorar,
- temel 201 kişi ölmüş bu nasıl işdir.
temel cevabını verir.
-herşey çocuğun pazara doğru koşmasıyla başladı...
HERŞEY BİR TAKIM İNSANLARIN KORKU (LARINDAN DOLAYI) İMPAROTURLUĞU KURMASIYLA BAŞLADI ASLINDA

Kafası karışık bir toplum, ismi aniden gündeme oturan bir örgüt, anlamsız biryargılama ve anlamsızlığa karşı direnen anlam yüklü savunmalar, ülkenin içinde yeniden bir yapılanmanın aslında hukuksallaştırılmış hukuki nitelikler kazandırılmış boyutları, insanların tedirgince gidiş gelişleri, adı açık yargılamaya başlandı cümlesi ile başlayan ancak gizli ve kamuya kapalı yargılamalar, hukuksallaştırılmış hukuksuzluklar ve insanı yeniden ben nerede yaşıyorum, bu ülkede neler oluyor sorularına iten izahler...Balbay okurun kendisine soru sorma hüriyetini yeniden kazandığı bir cümleler dizini, öyle bir dizin ki hemde insanın kendi devletine olan inancını yitirdiği bir dizinler bütünü olarak veriyor kitabını okuyucunun huzuruna...