Ellen spastik kızını bakımevlerine hastanelere terketmiş, bunun yerine 3 kız yetiştirmişti. Spastikdi ama herkes gibi duyabiliyor görebiliyor herkes gibi hissedebiliyordu, o yalnız bedenini kullanamıyor.. Doktoru sayesinde ailesini dosyalardan öğrendi ve tanıdı.. İçgüdesel bir güçle - o kendine Nisan Cadısı diyordu - onların ne yaptığını izliyor. Mutluluğunu kimin çaldığını anlamaya çalışıyordu. Kim onun hayatını yaşıyordu... Bence son derece ilginç bir konu.. Onlar ister sakat diyin ister özürlü hepsi bu dünyada ne kadar gözümüzün önünden çekip atsak görmemek için başımızı çevirsekde onlarda yaşıyor. Acımak yerine sahip çıkıp yönlendirmek gerekir. Kitapta bu tür öğütler vermiyor ama insan okudukça acımanın ne kadar faydasız olduğunu hissediyor.