Derin Tarih Sayı:1 Nisan 2012 Hakkındaki Yorumlar

ilk sayı sitenızde bulduğum için teşekkürler

güzel bir tarih dergisi. akademik olmaması daha eğlenceli kılmış.

içeriği bakımından doyuma ulaştım ama matbaa hataları coktu. galiba 2. sayıda matbayı değiştirmişler. hele kazım karabekir bölümü ve abdülhamit in faaliyetleri çok harika ve zevkliydi

Dergi genel olarak kapsam, üslup ve biçim olarak gayet başarılı. M. Armağan'ın editör olması derginin prestijini artırıyor.
Özellikle kapak dosyası "Kâzım Karabekir açıklıyor!" harikaydı.
31 mart dosyası, Sultan Abdülhamid, İrtica Edebiyatı gibi profesyonelce hazırlanmış yazılarla yakın tarihe ışık tutuyor.
İstanbul silueti, Yunanistan vb. güncel konuları da ele alarak dergi ilgi çekici hale gelmiş.
Gönül isterdi ki Cemil Koçak, Talha Uğurluel de kadroda bulunsun. Ancak bu haliyle bile gayet profesyonel.

Eleştiriler:
-İçerisinde yer alan birkaç akademik çalışma tarzı yazılar sizi sıkabilir.
-Derginin ciltlenme safhasına pek dikkat edilmemiş, bazı sayfaları maalesef koparak elinizde kalabilir.
-Bu kadar çok reklam alan bir dergi okuyucuyu düşünerek fiyatı daha uygun tutmalıydı.
-M. Armağan'ın kapak dosyası gayet tatmin edici ancak; yaptığı tv programı Tarih Atlası'ndan ve kitabı Kızıl Pençe'den direkt alıntılar var. Bu programı düzenli seyredenler ve Kızıl Pençe'yi ve M. Armağan'ın pazar yazılarını takip edenler için kapak dosyası zaten daha önceden haberiniz olan bir döküman olabilir. Derginin bu yönünde de iyileştirilme yapılmalı.

dergi beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim; içinde sadece ilgi çekici yazı olarak jazım karabekirin yazısı gerisi lafu güzaf... mustafa armağan dan daha iyi bir dergi çalışması beklerdim ayrıca dergide çok reklam olması hasebiyle insanı sıkıyor biraz daha ciddi makalelerin olmasını isterdim yine de tarihimiz için artı bir değerdir ....

Popüler bir tarzda olması beni hayal kırıklığına uğratsa da bu alanda da eksiklik sözkonusuydu. Bir de tarih konusunda hayat tarzına göre tarihi hakikatleri yorumlama o kadar almış başını gidiyor ki bu derginin de onların araaına girmesine üzülürüz. Osmanlı'yı sütten çıkmış ak kasşık gibi sunan anlayışlar da beni çok üzüyor açıkcası. Bunun hem ilmi, hem de tarihi vakıalara uymadığı bir hakikat iken çok yaygın bir şekilde görmek de üzücü. Yine de okunması takip edilmesi gereken bir çalışma. Bir deergi niçin yazılır demiş Mustafa Armağan: "Bir mendil niye kanarsa ondan."