Heidi Betts'in yazdığı 'Bir Yumak Aşk' okundu, bitti. Bir çırpıda soluksuz okunan, sıcacık bir aşk hikayesiydi.
Yazarın kalemini beğeniyorum. okurken bir çok yer de kıkır kıkır güldüm. Özellikle Muffin yada bekarlık adıyla Bruiser'li kısımlarda. :-) Belki benim de bir köpeğim olduğundan... Fakat Grace'in yetmiş kiloluk -erkek- bir köpeğe yaptıkları gülünmeyecek gibi değildi. Pembe kıyafetlerden oluşan bir gardolap düzenleyip, patilerini yumuşaması için kremlemesi gibi... Hala kıs kıs gülüyorum. Zavallı Zack, Grace'in kaçırdığı köpeğini o halde gördükten sonra yaşadığı şok okunmaya bedeldi. :-)
Kitabı sevdim. Kurgusunu beğendim. Bir kaç devrik cümleye rastladım, düşündüğümün aksine bunlar beni pek etkilemedi. Fakat yumak yerine sürekli yün çilesi/çile kelimeleri kullanılmış. Tuhafıma gitti. Yazarın dilinden ve/veya çevirisinden kaynaklı... Her neyse bence olmamış. O kelimeler kullanılmamalıydı çünkü ilk iki kitapta yumak kelimesi kullanılmıştı ve kitabın adı da Bir -Yumak- Aşk yani...
Yine de okurken zevk aldığım bir kitap oldu.
Konusuna gelecek olursak; serinin ikinci kitabı olan Seviyor Sevmiyor'dan hatırlarsınız : Grace, Zack'i otel odasında bir kadınla basmıştı ve ardından da Zack'in kıçına tekmeyi basmıştı elbette. :-) Bir Yumak Aşk'ta ise Zack maçlarından birinde sakatlanıyor. İyileşmeye odaklanmak yerine örgü örmeye ve pembe dizilere merak salıyor. Grace ise onun ihaneti yüzünden acı çekse de Zack'e bakıcılık yapmaya başlıyor.
Şimdi durum şu :
1- Grace, Zack'i öldürmek isterken ve her an öldürebilecekken iyileşmesi için çabalamaktadır.
2- Zack ihanet etmemiştir. İhanet etmedim demektedir. Tek sorun; Grace'e bunu inandırmak zorundadır.
Şimdi... Kitapta neler oldu dersiniz. Okuyun görün derim. :-) :-)
Not: Aşk her zaman kazanır.