Işın Çelebi her ne kadar siyasetçi olsa da bir yazar kesinlikle değil. Olayların sıra döngüsünde çok ciddi sorunlar var. Bir konudan bir konuya zıplaması, iki ileri bir geri yapması okumayı zorlaştırmış. Ancak siyasi tarihle az buçuk yakından ilgisi olan birisi bu zorluğu kolayca aşabilir. Öte yandan, yapılan söyleşilerden kesitler ya da 3. kişilerin anılarının yansıtıldığı kutucukları okuyunca insan bu kadar mı kendi reklamını yapar be kardeşim dedittiriyor adama. Bence bu kısmlar çok rahatsız edici. Fakat yakın siyasi tarihimize ilişkin reklam bölümlerini atarsak ilginç detaylara rastlıyoruz ve zaten kitabın sadece bu kısımları zevkli bence. Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim. Işın Çelebi ki babasının Merkez Bankası çalışanı, dedesinin Karaman'da bir banka kurduğunu vs. biliyoruz. Efendim bizim evimizde banyo yoktu hamama giderdik gibi Beyaz Türk ajıtasyonları herhalde günümüze uyarlansa şöyle olurdu New York'a o zamanlar direkt uçuş yoktu Paris aktarmalı gidebiliyorduk. Ne acı dimi! Yahu kardeşim sen kalburüstü bir yaşam sürmüşsün neyin ajıtasyonunu yapıyorsun? Bitirirken ki çocuklarına söylemek istedikleri bölüm ise gerçekten son noktayı koydu. Kusura bakmayın sayın Çelebi ama Türkiye okuyucusu sandığınız kadar keriz olmadığı gibi, artık 80'lere 90'larda değil 2013 yılında yaşıyoruz. Bilmem anlatabildim mi?