Beni çok etkileyen bir kitap oldu açıkçası...Aşk ve din arasındaki çatışmayı anlatan; farklı olmayı seçtiği için bu çatışmanın kendi açısından duygusal olarak ne kadar zorlayıcı, yorucu ve yıpratıcı bir trajedi olduğunu anlatmaya çalışan; acıları, acımasızlıkları, hayal kırıklıklarını palyaço maskesinin ardına saklayan, ruhu hastalanmış bir adam Hans. Prestijli ailesinin varlığına, imkanlarına rağmen palyaço olmayı seçmiş ve teokrasinin hüküm sürdüğü bir dönemde bu düzene meydan okuyarak ailesinin kara koyunu olmuş. Bu kitap bence köksüz olma hissiyatını vurgulamasının yanı sıra aynı zamanda yabancılaşma, sevgisizlik, dine duyulan şüphe duygularını da derinden ortaya koymuş. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın duygusal karışıklığı çok güzel anlatılmış. Herkesin kendinden bir parça bulacağı güzel bir eser.