Yeni Hayat
Çok sevdiğim bir hocam, dersinde, "Orhan Pamuk'u romancı olarak çok beğenirim, fakat Yeni Hayat'ı, bitirmeye tahammül edemediğim tek romanıdır. Kötü bir romandır Yeni Hayat," dedi üç hafta önce falan. Orhan Pamuk pek okumamıştım açıkçası, Kar'ı okumuştum bir tek. Mekan kusursuzdu, karakterler de ilgi çekiciydi. Yani hoşuma gitmişti. Güzeldi işte. Sessiz Ev'i almıştım, kütüphanede aylar boyunca o bana baktı, ben ona baktım. O bana baktı, ben ona baktım. O bana baktı, ben ona baktım. Yeni Hayat da onun yanında duruyordu. O bana baktı, ben ona baktım. O bana baktı, ben ona baktım. O bana baktı, ben ona baktım. Hocam öyle deyince aldım bunu, okudum. Çok da eleştiriliyordu, ne biçim kitap bu diye. Bitiremeyenler, bitirmeye çalışıp acı çekenler. Allah Allah dedim. Altı üstü kitap. Bunu diyenler Sevim Burak'a, Vüs'at O. Bener'e ne derler, çok merak ediyorum. Yok bitmezmiş bu kitap, yok …. Sen böyle ağlarsan bitmez tabii. Neyse, Allah sizi inandırsın, yolda okuya okuya 24 saat içinde bitirdim kitabı. Yolda okuya okuya diyorum bak. Bir sardı, böyle bir sarma yok. Şimdi bunun nesini beğenmediniz diye sorsam öyle kalırsınız. Kitap gayet içine alıyor insanı.
Yol kitabı arkadaşlar bu. Yani kitaptan yol geçiyor. Otobüse binip gitmelik yol. "Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti." Kalite kokan giriş. Ondan sonra bir üniversite öğrencisi, aşık olduğu bir kız, onun arkadaşı gibi biri ve ortada bir kitap. Gerisi yolculuk. Anadolu'ya yolculuk. Kasabalara yolculuk. Da şimdi konuyla bitmez, üslup da var. Orhan Pamuk'un ara ara aforizmalı, naif üslubunu pek severim. Eh, bu da süper o zaman. Şey bir de, Kar'ın müjdeleyicisidir bu kitap. Kar'daki karakterlerin bir iki prototipi var burada. O açıdan ilgi çekici, samimice. Hoş kitap.