Kitap mektup formunda yazılmış bölümlerden oluşuyor, bölümlerin içine serpilmiş şiirler, hikayeler, metaforlar ve olay örgüsü insanı alıp götürüyor...
Okuyup da tesirine uğramamak mümkün değil sanırım, en azından şahsım adına öyle oldu. Okudukça kendimde KİM'den bir parça buldum ve bitirince "KİM'im ben" dedim istemsizce...
Bilhassa son bölümlere doğru parça parça verilen "karıncaların hikayesi"ni de çok hoş buldum.
Fakat sonuna gelince tekrar ilk bölümlere dönme isteği duydum; kitap roman olarak geçiyor ama ilk defa bu şekilde kurgulanmış bir roman okuduğum için bazen n'olduğunu anlamam zaman aldı.
Altını çizdiğim, not aldığım birçok yer oldu. Merhum müellifin bu eseri böyleyse, diğer eserleri ne cevherlerle doludur merak içerisindeyim...