Bir roman, bir tarih kitabı, bir İstanbul haritası, bir medeniyet atlası… daha pek çok şey söyleyebilirsiniz bu kitap hakkında. Roman okuyan, tarih seven, medeniyetleri araştıran bir insan olarak bu kitabı okuyunca zihnim dalgalandı. Bu nasıl bir eser ki bu konuların hepsini bir arada hem edebi bir dilde, hem bilimsellikten ödün vermeyen bir tarihçilikle, hem de önyargısız medeniyet bakış açısıyla satırlara dökmüş. 3. Leo, çobanlıktan imparatorluğa giden yolun kutsal ve yürekli yolcusu, Antuza, bir rahibin kızı iken Kutsal Ayasofya’dan imparator eşi olarak çıkan eşsiz değer. İki insanın kaderinde yollarının kesişmesi var ise, önlerinde ne kadar engel olursa olsun, ne kadar zaman geçerse geçsin o gün geliyor ve yollar aynı yere çıkıyor. Antuza ile Leo’nun hikayesi de böyle, başlarına gelmeyen kalmadı ama o günü yaşadılar, hani Basileus Leo düğün günleri ona demişti ya; Sen imparator eşi olmaya layıksın, işte bu yüzden bekledim bu güne kadar diye…
8.Yüzyılda İstanbul’da nerede ne vardı diye merak ediyorsanız hiç ansiklopedi veya kitap karıştırmayın Erguvan Güzeli’nde her yer ayrıntısı ile yazıyor, özellikle benim gibi İstanbul suriçinde yaşıyorsanız daha da şanslısınız.
İ İlk paragraftaki duygu ve düşüncelerimi yineliyorum; bu romanı okumak, bir ömre bedel.
Leo ve Antuza’ya ve Erguvan Güzeli İstanbul’a…