Abdullah Harmancı öyküsünü, hele ki "Ertesi Dünya"yı ne çok sevdiğimi az evvel yaptığım yorumda fazlasıyla anlattım sanırım (bkz. Ertesi Dünya-Abdullah Harmancı)
Ancak bu kitabı başında da ortasında da sonunda da sevemedim. İyinin iyiliğini anlatmak kadar kötünün kötülüğünü anlatmak da yazarın, öykücünün vazifesidir biliyorum ama bu, bu şekilde mi olur, bilmiyorum. Kötülüğün hepsi peş peşe geldiğinden midir, ben bunun usülünü bilmediğimden midir, belki de iyi zamanımda okumadığımdandır, bilmiyorum, sevemedim.