Dini hikâyeleri ve hatta hikâyeleri artık bana katacakları bir şeyler olduğunu düşünmediğim ve bir bakıma ihmal ettiğim bir dönemde aslında insana neler katabildiklerini fark ederek yeniden buluştum. Yakın bir dostumun, iyi bir yürek, vakarı bir hanımefendi 18 yaşında elim bir trafik kazasında kaybettiği oğlunun ardından yaşadığı tevekkül ve bu tevekkülle gelen arayışın içerisinde, onun kendini verdiği dini hikâyelerin ve okuduğu her hikâyenin aslında onun terapisti olduğunu fark ettim. Hikâyelerin içerisinden kendine uygun profiller çiziyor ve yaşadığı bu elim tecrübeyi bu dini hikâyelerle harmanlayarak yeniden bir oluşum içerisinde terapisyeni olan bu hikâyeleri okuyordu. Okuduğu pek çok dini hikâyeyi sohbet aralarında minik anekdotlar halinde verirken aslında bir yandan da bizlerin psikolojilerindeki deformasyonlara da çare olmaya başlamıştı. İnsanın kendini bulma süreci içerisinde dini hikâyelerin rolünün bu derece etkili olabileceğini de ondan öğrendim açıkçası. Şimdi hayata gülümseyen bu hanımefendinin kendi yaşamını bir dini hikâyeye dönüştürme sürecinde belki de bu dini hikâyelerin de rolü vardı. Ama yaşadıkları ile o da unutulmaz bir hikâye yazmıştı. Hikayesinin aslında bir de adı vardı;Adı Ayşe Ablaydı… Bunları fark edip elime dini hikâyeleri aldığımda aslında onu daha da çok anladım. Kaybettiğim pek çok insanı orada bulabiliyor, bununla beraber büyük insanların, hayırlı Müslümanların yaşadıkları içerisinden kendimi çıkarabiliyordum. Kitap bu nedenle sadece basit bir hikâye kitabı olmanın ötesindedir. Bu bilinç. İçerisinde okunması ise insan için daha büyük faydalara neden olacaktır.