Bu kitabı salt Japon Edebiyatına özgü bir esermiş gibi değerlendirmek yerinde olmaz. Merkezde “insan” ve “insanın varoluş” meselesinin olması esere ulusüstü bir nitelik kazandırıyor ki yazarın kitabın son bölümünde “anılarda yazılanlar geçmişte kalmıştı ama günümüz insanının bugün bile ilgisini çekeceğini şüphe yok” ifadesi bu görüşümü destekliyor.
Yozo, insanlık illüzyonunu erken yaşta fark eden, zeki, “yaşam korkusu” olarak kendini gösteren nevrotik mizacını “şaklaban” (Saf Budala) arketipi ardına gizleyen, güzele karşı tavır aldığını söylese de estetik nazardan kendini kurtaramayan bir karakter, bir anti-kahraman. Bilgiye yani etiğe ulaşamadığı için sonu kaçınılmaz olarak trajik ki aynı trajikliği Osamu Dazai’nin kendi haytında da görüyoruz.
İnsanın acziyetini olancalığıyla okumaktan kaçınmayanlara tavsiye ederim.