İnsan psikolojisine dair inanılmaz derecede etkileyici bir eser olan O’nun Hikayesinde sıradan bir kadının, saplantıya dönüşen aşkı sonucunda gitgide yok oluşuna tanık oluyoruz. Sevgilisi Rene’nin gönlünü hoş etmek adına sapkın bir cinsel hayata adım atan O, vücudunu farklı erkeklere sunmaya başlıyor. Ta ki varlığı, sevgilisi tarafından Sir Stephen’a hediye edilene kadar. O noktadan sonra yeni efendisi tarafından sahiplenildiğini derinden hissetmeye başlayan esas kızımız, saplantıdan da öte hislerle onun kölesi haline geliyor. Ne ruhu, ne de bedeni üzerinde hakimiyeti kalan O, Sir Stephen’ın her beklentisini kabullenilmiş çaresizlik ile hazla ve arzuyla karşılıyor. Zaten mevcudiyeti tüketilmiş ve malum durumu kendi müsadesi ile deneyimlemiş olan dişi, tek başına hayata tutunmayı reddediyor. En etkilendiğim bölüm O’nun damgalandığı satırlardı. Unutamayacanız klasiği tüm kalbimle öneriyorum.