"Hayat tehlikeli, mikroplar daha tehlikeli."
"Hayat tehlikeli, mikroplar daha tehlikeli." (s.9) diyor, Jörg Hacker. Alanında uluslararası üne sahip yazar kitabında; bizi hasta eden mikropları, virüsleri, parazitleri, prionları ve dahi toksinleri tarihsel süreçle birlikte bize tanıtıyor. Göremediğimiz, ancak dünyamızı, çevremizi ve vücudumuzu paylaştığımız bu varlıkların bize karşı hilelerini, vücudumuzu nasıl ele geçirdiklerini ve bizlerin bu savaştaki savunmalarını okuyacak, geçmişte görülen ve günümüzde da bizleri hasta eden birçok enfeksiyonu tanıyacaksınız. Ancak mikrobiyoloji biliminin terimlerine aşina değilseniz biraz zorlanacaksınız; lakin, yine de bilgi dağarcığınıza gerekli birçok bilgi katacaksınız. Kitabı okurken aynı zamanda siyasal ve toplumsal konularda mikroorganizmaların nasıl siyaset diline girdiğini ve metafor olarak kullanıldığına tanık olacaksınız.
Bu noktada yazarın şu tespiti gerçekten önemli: "Enfeksiyon hastalıkları, yalnızca dış güçlerle çatışmalarda kullanılmakla kalmıyor, toplumun içindeki sorunlardan da payını alıyor. Azınlıkların dışlanması, belirli grupların aşağılanması ya da toplumsal çatışmaların kızıştırılması için bu metaforlar kullanılmaktadır. Özellikle cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklar, katı ahlak kavramları empoze etmek ve toplumdaki belirli grupları küçümsemek için biçilmiş kaftan gibidir."(s.115)
Kolera'yı, Koli Basili'yi, Sars'ı, Lejyoner Hastalığını, Kara Ölüm'ü, Sıtma'yı, Hemorojik Virüsler'i, Prion'ları, BSE'yi, AIDS'i ve Mantarları birde bu kitaptan tanıyın.