Dul Kasabı Hakkındaki Yorumlar

SALTY 29.12.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Dul kasabı hızlı sayılacak temposu ve ilginç konusu ile rahat okunabilecek bir kitap. Başlarda sıkılabilirsiniz ama sonradan konu açıldıkça tempoda artıyor. II. dünya savaşı yıllarına ilgi duyanlar için de ayrı bir seçenek olabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
omerguvenc 19.09.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Güzel bir kitap diyebilirim ama kitabın ilk bölümleri gerçekten sıkıcı. Polisiye sevenlere tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
uzunvadeci 10.12.2005
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
DUL KASABI
Pavel Kohout

1945 baharı.III.Reich çöküşün eşiğindedir.Prag’da Çek polisinin Cinayet Masası dedektifleri,dul kadınları hedef alan bir seri katilin peşindeyken,kendilerine yardımcı olmak üzere görevlendirilen,fakat gerçekte;Çek polisinin olası direnişi örgütlemesini izlemek ve önlemekle yükümlü bir Gestapo ajanıyla işbirliği içinde çalışmak zorundadır.

Dul bir kadının peşinden giderek ailesini terketmiş bir babanın ardından,annesinin tahakkümü altında yaşamak zorunda kalmış olan katil,adeta tüm dulları dünya üzerinden silmeye kararlıdır.

Prag’da yaşanan kargaşa,Hitler’in intiharı ile tam bir kaosa dönüşecek,katil bu durumdan yararlanarak bir Çek direnişçisi kimliğine bürünüp ufak bir çetenin liderliğine kavuşacak ve vahşi cinayetlerine hız verecektir.Eşini de bu katile kurban veren Dedektif Morava,katilin yeni zırhını delebilecek mi?

İlgiyle okudum.Tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Emre Con 14.07.2008
grange sevenlere siddetle tavsiye edilen bir kitap. belki cok farklilar birbirlerinden ama grange seven bunu da sever diyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
dilafaroz 03.02.2008
sakın ola kitabın adından hareketle romanın sadece sadist cinayetleri verdiğini düşünmeyin.2. dünya savaşında çeklerin özgürlük mücadelesine artık gücünü yitirmiş ama kendini beğenmişliğinden birşey kaybetmemiş nazi askerlerine ve bugün avrupanın en güzel şehrine prag a gidiyoruz.ve tabi ki aşk eşsiz bir akıcılık ve hikayeyle dolu bu romanı kaçırmayın..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nihat058 29.01.2007
Büyülü bir kentte geziniyor bu romanın kahramanları. Ama büyülü bir zamanda değil, dehşet dolu bir zamanda. İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden dört ay önce Prag’da başlıyor roman. Ortada iç organları titizlikle çıkarılarak öldürülmüş bir kadın vardır. Bu kadının en önemli özelliği de bir Alman generalin dul karısı olmasıdır. Böylece Çek polisiyle birlikte Gestapo da işin içine girer. Başkomiser Beran ile asistanı Morava olayı araştırmak ve Alman Başmüfettiş Buback’a rapor etmekle görevlendirilirler. Ama bu araştırma tek yönlü değildir. Buback da Çek polisinin Almanlara karşı direniş planları içinde olup olmadığıyla ilgilidir. Okuyucu kendini hem bir katilin izini sürerken bulacaktır, hem de savaşın son günlerinde yaşanan başka bir kedi-fare oyununun içinde. Üstelik katil eylemlerini sürdürmektedir.
"Dul Kasabı", Pavel Kohout’un ak ile kara çizgisini aştığı, kahramanlarının hepsini gerçek birer kişilik olarak ortaya koyduğu, klasik polisiye çizgisinin çok ötesinde bir roman. Kohout, bu cinayet hikâyesini anlatırken, Çek polisler kadar Alman işgalcilere de renk kazandırıyor. Okuyucu da kişiliklerin tümünü anlıyor, hatta anlayış bile gösteriyor.
Şiddet, cinayet ve nefretin hâkim olduğu kitabı okuyanlar, yalnızca büyüleyici bir polisiyeyi bitirmiş olmayacaklar, şiddetin milliyetçilik söz konusu olduğunda kabul edilebilir bir hale geldiğini görecekler tüyleri ürpererek. Dünyanın her yerinde, her an görebilecekleri bu gerçek, romanda başarılı bir kurgu ve akıcı bir anlatımla sunuluyor okura
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla