Yazarın daha önceki kitaplarını okumuş ve çok sevmiştim. Ama son kitabı gözümden kaçmış. Geçenlerde kitap fuarında görünce hemen aldım ve bir solukta bitirdim. Kitap boyunca Sahtiyan Çizmeli Adam'ı o kadar merak ettiriyor ki, romanda İstanbul ve Kudüs'ün rüya gibi anlatmasına rağmen, hedefe kilitlenip gözden kaçırmışım. Röportajlarda İki Şehrin Hikayesi üzerinde çok soru sorulduğunu görünce, baştan sona bir kez daha okudum ve Kudüs'ün neden Türk Şehri olarak tanımlandığını bu yaşımda daha yeni anladım.
Yazar, sanki omzunda bir kamera ile Mimar Sinan'ın peşine takılmış ve onun gözünden bütün bu coğrafyayı dolaşmış gibi anlatıyor. Çok sürükleyici ve okuru yormadan, sıkmadan bilgilendiren bir kitap.