Avrupa'nın farklı ülkelerinden beş arkadaş, üç erkek ve iki kadın, haftasonu buluşurlar. Ressam, film yönetmeni ve yazar olan bu üç adam 1930 yıllarında doğmuşlar. Avrupa'nın çeşitli başkentlerinde ( Venedik, Zürih, Viyana, Prag …) zaman zaman buluştukları geçmiş yıllarda katıldıkları sanatsal, kültürel ve siyasal ortamlar hakkındaki ilginç ayrıntıların anlatımı okuyucuyu sürüklüyor.
Her birinin geçmişlerindeki farklı travmaların kişiliklerine ve davranışlarına etkilerini fazla söze dökmeden ustaca vermiş yazar. Unutmak, hatırlamak, yaşadıkları hakkında konuşabilmek ya da konuşamamak ve zaten anlatamamak bağlamında yaşadıkları zorlukları hissediyoruz.
Aşkları ve kıskançlıkları, hayatlarındaki kadınların fedakarlıkları ya da ihanetleri romanın diğer bir katmanı. Ancak esas olan ve daima kazanan erkeklerin birbirleriyle dostlukları.
Romanın başlangıçtaki hafifliğine aldanmamak gerek, çok zengin bir roman.
Ve iyi ki okudum dediğim kitaplardan biri.