Elime almamla kitabı bitirmem bir oldu. Kitap baştan sona ölüm kokuyor, ihanet kokuyor, sefalet kokuyor. Yıllarca eşi tarafından dayak yiyen, fakirlik içinde yaşayan bir kadın ve onun çocukları var kitapta. Yumruklarını ailesinin üstünde kullanmakta hiç tereddüt etmeyen bu adama öfke duyacaksınız okurken. İşte bu ailede yetişen yirmi yaşındaki bir gencin cinayetiyle başlıyor kitap. Komşusunu vahşi bir şekilde öldürmüş, boğazındaki damarı ısırıp koparmıştır. Tüm köy halkı bu cinayete anlam veremez.
Çok çok güzeldi. Çeviri de kusursuzdu. Endonezya edebiyatını seven herkes bu kitabı okumalı. Yoksulluğu, çaresizliği iliklerinize dek hissedecek, kitapta geçen hemen hemen her karaktere yüreğiniz ezilecek, acıyacaksınız.