“Divan Şiirini Sevdiren Adam”dan usta işi yazılar. Hayranlıkla okudum.
“Goethe, ölüm döşeğinde karabasan nöbetleri geçirirken, bir aralık gözlerini açtığında, odanın perdelerinin kapalı durduğunu görmüş ve "Işık," demişti, "Daha fazla ışık!" (Mehrlicht). "Su, bir yudum su!" da diyebilirdi ve belki böyle demesi gerekiyordu. Ne ki, gözlerinin feri sönmek üzere olan bir adam, içini ateşlerin kavurduğu bir adamdan daha zor durumdadır. Işık isteyenin derdi, kendisi terk etse bile düzene girmesi gereken bir dünyadır; su isteyen ise canının derdinde...” "Daha Fazla Işık" yazısından (s. 121)
“İnsanların hayatları boyunca istedikleri ölçüde adil, herkese aynı yakınlıkta, herkesten aynı derecede uzak, istisnası olmayan tek gerçek ve ayrıcalığı olmayan yegâne yolculuk. Ölüm...
...
Bütün canlıları kuşatan; titreten veya sevindiren, üşüten veya saran hakikat. Kimine göre bir atılış, kimine göre bir yükseliş. Vuslat kimine göre ve kimine göre ayrılık...
...
Doğduğumuz vakit kulağımıza okunan ezanın musallada kılınacak namazı ve o bir namazlık saltanat... İşte ölümün hakikati...
Beklenilmez ölüm, karşılaşılır. Planlanmaz, gelip çatar... Rastlanıldığı anda koluna giriverecek denli hazır olmaktır gerçek olan...” "Ölüm ve Hakikat" Yazısından (s. 135)