on bir öykülük toplamında gerçek ile gerçek dışı arasında köprü kurmuş aslıhan kocabal. çok gerçekçi ve tercih edilesi öyküler kurmuş. gerçeklerle başlayıp fantastiğe kayarak hiç bozmadan devam ediyor. ve bunu inandırıcı şekilde yapıyor. her şey olağanmış gibi. "çıplak tepe" ne güzel öykü mesela. şahit olsak şaşırmayız. "bir çift kara boynuz, bir parça yapağı ve bir toynak" gerçekten olsa fena olmaz. "süleymancık" da akla çok yatkın. hakkaten öyle olur. iyilikten, güzellikten, toz pembelikten uzak gaddar olmaktan, kötülükten çekinmeyen öyküler. insanların başına biraz da böyle şeyler gelsin. her an her şeyin olabildiği tekinsizliğin keyfini sürmeyi sevenler ıskalamasın.