Öncelikle şunu belirteyim ki kitabın arka kapağında yer alan, dolayısı ile olduğu gibi kitapyurdunda yer bulan kısa tanıtım baştan savma yazılmış ve bu nedenle de yanıltıcı.
Her şeyden önce Pierrot asla Prens Luigi'nin mezarının bakımı işini üstlenmiyor, dolayısı ile başarısız olması da söz konusu olamaz.
Karakterimizin masum olmaktan ziyade devamlı bir işi olmayan, bu durumu da kafasına hiç takmayan, insan ilişkilerinde biraz dikkatli, ancak şanssız bir kişilik olduğunu biraz da saf olduğunu ve iyi niyetli bir insan olduğunu, hadi bunu diyemesek bile kötü niyetli olmadığını söyleyebiliriz.
Olaylar şaşırtıcı bir çabuklukla sıralanıyor. Bazen okur olarak beklediklerimiz gerçekleşmiyor.
Romanın esprili bir dili olduğu yadsınamaz, üstelik Tahsin Yücel ustanın çevirisi ile ayrı bir boyut kazandığına inanıyorum.
Mamar sirkinin hayvan taşıma aracı giderken Pierrot'a eşlik edenlerin kim olduğunu neredeyse anlayamıyordum. Anlayınca da konu ayrı bir boyut kazandı tabii.
Kesinlikle gözardı edilmiş güzel bir roman. Üstelik hacimli romanlar okumayı seven ben, bu romanı neredeyse 300-400 sayfalık bir kitabı bitirebileceğim bir sürede okuyabildim. Cümleleri okuyup geçemiyorsunuz.
Seçici okurlara tavsiye ederim.