Tolstoy’un bu eseri şimdiye kadar okuduğum en etkileyici eseri. Bu kadar uzun bir romanda konular arasında sağladığı bütünlüğe hayran oluyorsunuz, kasvetli bir havada başlayan romanı buğulu gözlerle bitiriyorsunuz. Savaş ve Barış, -savaş ülkelerin,insanların ve liderlerin savaşı barış ise insanın kendisiyle olan barışı, huzura ermenin anahtarı, kendisi ile barışık olan insan…- Romanda Savaşın çıplaklığı insanı ürkütmeden aktarılmış, okuduğum diğer bazı savaş romanlarında cephede yaşananları okumaya dayanamıyorsunuz, aslına bakılırsa bu kitabın ismine bakıp yanılgıya düşmemek gerekli, adında savaş kelimesi geçiyor ama içeriğindeki savaş cephedeki savaştan çok Rus aristokrasisinin birbiriyle olan savaşı. O dönemde Rusların içinde bulunduğu ruh halini rahatlıkla anlıyorsunuz, Prens Andrey ve Nataşa arasındaki yaşananlar, Marya ve Nikolay Rostov arasında ki aşk bence kusursuz anlatılmış, Piyer’in Nataşaya karşı beslediği duygular, Nataşanın ona karşı olan ilgisini saklayamaması, tüm bunların okuyucuya karakterlerin yüz hatlarında ki detaylara kadar aktarılması çok etkileyici. Dünya klasikleri içerisinde yer alan bu eseri bir kelime ile ifade etmem istense ancak Harikulade diyebilirdim.