At İzinin İti İzine Karıştığı Bir Ülkeden Görünümler
Emniyet, siyaset, yargı ve suç örgütleri ekseninde Ağva’da heyelan sonucu ortaya çıkan bir cinayet izi üzerinden başlayan olaylarda son yıllarda Türkiye’nin yerli ve yabancılar için suç ve suçlu cenneti olmasını işleyen, sürükleyici, akıcı ve heyecan dolu bir polisiye eser. Yazar toplumsal bir duyarlılıkla son yıllarda iyice ayyuka çıkan olaylara da atıfta bulunarak eseri kaleme almıştır. Yağmurlu hava ve cama vuran yağmurlar ve yer yer tekrarlar rahatsız edici olsa da olayın kurgusu başarılıdır. Zaman zaman lisanı nezahete riayet edilmemişse de bu durum rahatsız edici boyutta değildir. Tırnak içindeki ifadelerin yazımı hariç olmak üzere genel olarak yazım kurallarına uyulmuştur.
Kolluk kuvvetlerinin sivil denetiminin önemi her geçen gün artmaktadır. İnsanın olduğu her yer de sorunun olduğu ve bal tutanın parmağını yaladığı bir anlayış içerisinde kolluk kuvvetlerinin denetimi ancak şeffaflığın sağlanması ve sivil toplum, medya ve yargı denetimi ile sağlanabilir. Emniyet, siyaset, yargı, suç ve suçlularla mücadelede yaşanan sorunların rayından çıkarak bir polisiye esere konu olması ülkenin içler acısı hâlini göstermektedir. Genellikle polisiye eserle münferit olay üzerinden geliştirilip sisteme yönelik bir eleştiri getirilmezken eserde sisteme yönelik açık eleştiri ve atıfların yapılması gelinen durumu gözler önüne sermektedir. Terörle mücadele yolunda başlayan haksız kazançlar ve çeteleşmeler kısa sürede suç örgütlüğüne evrilebilmekte ve bu yasa dışı durum şehit yakınlarına yardımlarla kamufle edilebilmektedir. “İtimat teftişe mâni değildir.” şiarından hareketle kamu yönetiminin şeffaflık, hesap verebilirlik ve görev ile yetki dengesi bakımından yeniden düzenlenmesi gerekir.
Günümüze uygun kelime ve kavramların seçimi içinden geçtiğimiz sürecin diline dair de bir izlenim vermektedir. WhatsApp, konum ve yapay zekâ gibi kelimeler bunu göstermektedir. Suç ve suçla mücadelede delilden suçluya gitmeye dair teknik imkânların gelişmişliğinin eserde yer alması dikkat çekicidir.
Genel olarak bilinenlerin eserde yer alması ve yurdum insanının bilindik bakış açısına yer verilmesi, yer yer basitliğe kaçma gibi görünmektedir. Bu tür bilinen klişelerin ve bakış açılarının daha sanatsal ve edebi bir şekilde ifade edilmesi gerekirdi.
“Utanmıyorsan istediğini yap.” sözüyle Epikteros’tan yapılan “Bir kere sınırı aşan için artık sınır yoktur.” alıntısı ne kadar da birbirine benzemektedir. Artık utanmanın söz konusu olmadığı ve sınırın bir kere değil defalarca aşıldığı bir ortamdayız. At izinin it izine karıştığı böyle bir ortamda olayların çığırından çıktığını polisiye tarzda ortaya koyan bu eser hakikate susayanları beklemektedir.