Romanın baş kahramanı Pereira, kalp hastası, şişman ve Katolik bir dul. Gövdesini saran yağlardan suçluluk duyan, ölüm konusunda saplantılı, mesleğinde tatmin bulamamış ve nedenini bilmediği bir pişmanlık duyan bir karakter. Tek dostu ise ölmüş karısının portresi. Değişmez sarsılmaz bir gerekircilikle yaşayıp gidiyor ve yaşama seyirci kalmayı, saklanmayı yeğliyor. Bu şekilde yaşamdaki risklerden ve tehlikelerden uzak kaldığını düşünüyor fakat bu saklanmışlık, onu hayatın zevklerinden ve doyumlarından da uzak tutuyor. Pereira, katı inanç ve değerlerinin baskısıyla tek çıkar yol olarak belleğine sığınıyor. Yitmiş olduğu için geçmişini süsleyip güzelleştiriyor, hastalıklı karısıyla sürmüş olduğu birlikteliği ve özlemi yüceltiyor ve sıkı sıkıya ölülere sarılıyor.