hayallerin içindeki hayallerin içindeki hayallerin gerçeklerinin ya da bambaşka hayallerin yaz gecelerinin göğünde utangaç yıldızlar gibi parlayıp parlayıp sönemesine benziyor bu romanda olaylar kahramanlar zamanlar ve mekanlar. hayatın gerçekliğinden olduğu gibi kopmuş ya da işte bu gerçekliği yeniden tanımlamış yazar. roman içindeki kahramanlar mekanlar zamanlar ve diğer şeyler öyle tuhaf bir ritimle belki de biraz ahenkli bir dansla deviniyorlar ki aslında romanın sonunda elinizde içi muhteşem denebilecek bir dil kuyumculuğuyla bezenmiş benzetme cümleleri, imgeler, betimlemeler ve dile dair tüm incelikli şeylerle dolu bir romandan başka bir şey kalmıyor. bu yönüyle de hasan ali toptaş belki de biraz da kendi yabancılaşmasını kendine ait enfes bir dille her romanında yeniden yeniden yeniden tanımlıyor.