Zaman Çarkı serisinin 10. kitabı Alacakaranlık Kavşağı, yeni olay örgüsünden çok, daha önce gerçekleşen durumların betimlemesini ve gelişimini yansıtması sebebiyle durgun bir işleyişe sahipti. Son 100 sayfaya kadar iç sesler, bölge betimlemeleri ve durum değerlendirmeleri sebebi ile geçiş kitabı özelliği taşıdığını ve yorucu olduğunu düşünüyorum. Ancak kadın ve erkekler için ayrı yapılandırılmış özgün büyü sistemleri, ilk kitaptan başlayarak yansıtılan karakterlerin gerçekçi gelişimleri, ayrıntılar arasında kurulan bağlantılar, farklı kültür ve yaşantı biçimlerine sahip halklar gibi unsurları engin ve derin bir evren kurgusu çerçevesinde vermesi sebebi ile tekrar tekrar okumaktan zevk aldığım bir seri olduğunu söyleyebilirim.