Yaz Çılgınlığı
2004'te bu kitabın bulunduğu dört defter ortaya çıkarılmış, Capote'nin yazdığı ilk kitapmış. Sonradan avukat, editör, toplanıp kitabı basmaya karar veriyorlar. Falan. Bu kadar. Zarfı böyle, mazrufu şöyle:
Grady McNail, New York sosyetesinden bir kızımız. 17 yaşında. Ailesi Fransa'ya gidiyor, Grady New York'ta kalmak istiyor ve izni koparıyor; hayatında ilk defa New York'ta yalnız kalacak. Annesi kaygılı. Annesiyle sıkı bir bağı yok, çünkü Grady değişik bir kız. Ablası Apple gibi değil. Apple tam kız, kız gibi kız yani. Bir dolu parfüm, bir dolu giysi, gezmeler, bilmem ne. Evlenmiş, evliliğinin keyfini çıkaran ve küçük karakter çatışmaları yüzünden kardeşiyle ara ara didişen bir hanım. Anne de böyle bir kız olmasını istiyor Grady'nin. Anne de sosyete ailesi kızının yaşaması gereken şeyleri yaşamış gençliğinde. Sosyeteye tanıtılması, 18 yaşındayken zengin bir beyle evlenmesi, bilmem ne. Aile böyle yani. Grady bir tarafta, aile öbür tarafta.
İnsanlardan uzaklaşmamız, onları iyice tanımamızla mümkün oluyor zannediyorum. Biriyle tanışırız, bir şeyler yapıp zaman geçiririz, birtakım fikirler oluşur o insanla ilgili. Daha çok zaman geçer, görüşmediğimiz vakitlerde o insanın eksikliğini duymaya başlarız bir süre sonra. Ardından geçmiş gelir. Geçmiş bir bilinmez kuyudur. Dibe düşenlerin yankıları yıllar sonra gelir ve zamanla işitiriz, eğer o insan duymamıza izin verirse. Bazen o kuyunun başında dinlediğimiz şarkılar bu yankılarla kesilir ve duraklarız. Onca güzel melodinin arasında bu uğultular nedir? İkisini bağdaştıramayız ve uzaklaşırız o insandan. Daha da yakınlaşırız belki, geçmişi kabullenmekle ilgili bir şey.
Roman, hikâye yazmak başka, hikâye anlatmak başka diye düşünürüm ben. Hikâye anlatıcısı, dili ne şekilde kullanırsa kullansın, anlattığıyla var olur. Capote bence çok iyi bir anlatıcı, bunu yanında karakterler açısından belli bir sürerlik içinde arka planı kendiliğinden ortaya çıkartan bir yazar. Anlatıcının görevi açıklama yapmak olmamalı, anlatmak olmalı. Hikâyenizi karakterlere yedirip onlar vasıtasıyla ortaya koyduğunuzda, aha işte bu. Capote de bu.