Sayın Ercan Karakoç'un yorumlarına tamamen katılıyorum ve üstüne şu iki hususu eklemek istiyorum: 1) Kitap 1939-1945 döneminde Türk diplomasisinin başarı yöntemlerini göstermektedir. Bugünkü hariciyecilerimizle kıyaslanamayacak kadar fakr-u zaruret içinde olmalarına rağmen, onlardan çok daha büyük başarılar gösterebilme yeteneklerini de görebilirsiniz, bu kitapta. O günkü diplomatlarımızı -bugünün bilgileriyle donatıp- günümüze getirebilmek.... Ülkemizin, komşuları, AB ve ABD ile ilişkileri açısından içinde bulunduğu duruma baktıkça, sanırım gerçekleşmesine çok muhtaç olduğumuz bir rüya. 2) Batının (özellikle İngiltere'nin) bize karşı ne kadar iki yüzlü olduğunu, çünkü eğer müttefikler safında Savaş'a girip de tekrar perişan olsaydık, nankörlük edip bize kesinlikle yardım etmeyeceklerini ben bu kitapta bir kez daha gördüm. 3) Kitapta, hariciyecilerimiz arasında özellikle Numan Menemencioğlu - o dönemde dışişleri bakanı olması münasebetiyle- ön plâna çıkıyor ve bu haliyle kitap o efsane adamı bize tanıtıp bugünün hariciyecilerine çok önemli dersler ve mesajlar yolluyor.
Güzel ve serin yaz akşamlarında çok güzel bir turistik ilçede, halk sahilin keyfini çıkarırken, ben kiralık yazlığımın balkonunda sabahın ilerlemiş saatlerine kadar oturup bu akademik disiplinle ve akademik jargon kullanılarak yazılmış kitabı okudum ve bitirdim. Okuma kültürünün gelişmemiş olduğu ülkemizde hangi uygunsuz (!) kitaplar böyle uygunsuz (!) yerlerde okunur. Dış politika tarihi gibi çok ciddi bir konuda yazılmış kitap bana ve benim gibilere kendini böyle yerlerde okutturup bizleri aydınlatıyorsa, o vakit bu kitabı herkese şiddetle tavsiye etmekten daha doğal bir şey olabilir mi?