İnsan insanın aynasıdır; tek bir kişiye odaklanmış olunsa da o dönemde yaşamışlar gayet isabetli tasvir edilmektedir. Devrim sonrasında aynı politik sahnede aynı oyuncular dönüşümlü ve inişli-çıkışlı seyir izlerken kiminin başı ulusal usturadan kurtulamaz, akıbet daima ibretlik olmaktadır. Fouché tam bir menfaat bukalemunudur, siyasetin rüzgârgülü rolü için biçilmiş kaftandır. Yönetim şekilleri birçok isim almasına karşın siyaset arenasındaki acımasız çekişmelerin aynı tempo ve içerikte cereyan etmesi düşündürücü. Demek ki her konuda olduğu gibi keramet rejimin etiketinde değil, ana malzeme olan insanın tabiatındadır. Bu bakımdan Fransız Devrimi’nin özgürlükçü ve demokratik bir hava estirmesi algısının dinmeyen iktidar hırsına paravan yapıldığı ve halk yararına olduğu söylenen değişimlerin koca bir yalan olduğu da ortaya çıkmaktadır. Dimağlarını politik pastanın en iyi parçasını kapma hırsının zehirli vurgunu bürümüşlerin trajik ve kaçınılmaz sonlarını okumak isteyenlere önerilir.