Harika bir kitap.Başlarken Harun Tokak'ın ağzından anlatılan Yavuz Sultan Selim'in; askerlerin "Yavuz Sultan Selim'in çadırında su var ama biz yanıyoruz" diye söylenmelerine karşılık askerlerin gözleri önünde bütün suyunu çöle dökmesi ve çölün Cennete dönüşmesi hikayesi nerdeyse kitabın bütününde ele alınıp, yanık yüreklerin her türlü zorluğa rağmen halkın dirilişi için, doğruluktan sapmaması için her türlü zorluğa katlanmaları gerektiği hikayenin amacıyla uyumlu olarak belirtiliyor.Kitapta verilen bir çok güzel örnekle kişinin kendi bireysel çabalarından başka ümmet için çabalaması gerektiği kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi gerektiği gerçeği vurgulanıyor.Bu uğurda gerekirse Hz. İsmail gibi canını hiç çekinmeden verebilmenin önemi bir hikayede anlatılırken diğer bir hikayede Abdulkadir Geylani ile oğlu arasında geçen "Gönülde O'na varılmadan söylenen sözler kalblere asla ulaşmaz" diyaloğu sadece birkaç örnekten biri.Kalbleri tamamen Allah ve Hz. Muhammed (s.a.s) aşkı ile dolmuş yanık yürekli insanlardan bahsederken ayrıca kitabın bir bölümünde kalbi şeytanın lekesiyle lekeli Kabil'in torunlarından da bahsedilmektedir.Sonlara doğru ise "keşke" kelimesinin ne gibi durumlarda kullanılmasının uygun olduğu ve ne gibi durumlarda da kullanılmasının uygun olmadığı konusu işlenmiştir.Genel itibarıyla benim açımdan çok faydalı olduğuna inandığım bu kitabı herkesin de okuması gerektiğini hatta sadece bir kereyle de kalmayıp iki üç sefer okunabilecek bir kitap olduğunu belirtmek isterim.