"Ey inananlar sizden öncekilere farz kılındığı gibi, oruç size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız."
Oruç İslam dininin yapıcı ve insanoğlunu kendi fıtratı-na doğru yönlendiren hükümlerinden biridir. Allah'ın bi-ze emrettiği her şeyde bizim için mutluluk, hayır, yüceliş ve mükemmellik vardır. Aynı şekilde yasakladığı her şey de bizim için zararlı, maddî ve manevî çıkarlarımıza ters dü-şen şeylerdir. Yüce Allah her şeyi bilir. O bizim yapaca-ğımız şeylere muhtaç değildir. O her türlü eksiklikten mü-nezzehtir. Yüce Allah mutlak hayırdır. O kulları için ancak hayır ve mutluluk ister.
Başka hükümlerde olduğu gibi bu hükmün de tüm ya-rarlarını bilmek ve felsefesini tam olarak kavramak normal insanlar için imkansızdır. İnsanoğlunun sınırlı bilgisi ve Kur'ân-ı Kerim'in tabiriyle ona verilen az bilgi, gizli sırla-rın tümünü keşfetmeye ve meçhulleri öğrenmeye güç yeti-remez.
O hâlde, bir hükmün hikmetini ve felsefesini ayrıntıla-rıyla bilmemek, onu uygulamamaya veya o hususta gevşek davranmaya neden olmamalıdır.
Biz, oruçla ilgili olarak Kur'ân-ı Kerim, Resulullah (s.a.a) ve pak Ehlibeyti'nden nakledilen hadisler ışığında birtakım faydalar sunmağa çalışacağız.
Şunu da hatırlatmakta yarar vardır ki, İslâm'ın emir ve yasaklarından herhangi birinin yarar ve zararlarından söz ederken bazı basit düşünceli insanlar, işin sadece cismî ve sağlık veya daha ötesi sosyal yönüne dikkat ederler. Oysa bu emir ve yasaklara uymak, Allah'ın rızasını kazanmak ve O'na itaat etmek amacıyla yapılmaz, aksine sadece söz konusu yararları elde etmek veya söz konusu zararlardan sakınmak amacıyla yapılırsa, bu hükümlerden amaçlanan hedefe asla ulaşılmaz. Bütün hükümlerde amaçlanan asıl hedef ve varılması istenen şey, Allah'a kulluk sunmak ve O'na teslim olmaktır.
Bu yüzden oruç, mutlaka Allah'ın rızasını kazanmak ve O yüce yaratıcıya yaklaşmak amacıyla tutulmalıdır. Bu-nun dışında herhangi bir amaç ve niyetle tutulan oruç batıldır. Niyetsiz ve Allah'ın rızasını kazanma amacıyla tu-tulmayan bir oruç, birtakım maddî yararlar sağlayabilir; ancak bu durumda yapıcı bir ibadet olan orucun yapıcılı-ğından ve ruhsal yararlarından söz edilemez. İnsan kendi teşhisine tapmamalı, kendi teşhisine kulluk sunmamalı, sadece Allah'a teslim olmalı ve O'na kulluk sunmalıdır.
Evet, yüce Rabbe teslim olarak İslâm hükümlerinin hikmet ve felsefesini araştırır, Kur'ân-ı Kerim ve hadisler ışığında bu hususta birtakım bilgiler edinirsek, söz konusu ibadeti daha bir içtenlikle yapar ve ona olan imanımız daha da artar.