Islak Kentin İnsanları, geçmişle siyasal bir hesaplaşma amacı gütmeyen, ama sıradan insanın gündelik yaşamını üç kuşak boyunca anlatan, adsız kahramanların oluşturduğu bir roman. Metnin akışı içinde resmi tarihin ünlü kişileri yer yer boy gösterseler de, bunlar, romanın artalanında yer almış görgelerdir. Romanda ustaca çizilen Islak Kent, kendi kültürünü dilediğince üretememiş, ürettiğini de koruyamamış bir Karadeniz kentidir. Göçle gelenler, kendi kültürlerini de birlikte getirerek, varolan kültürü de yok etmişlerdir. Ortaya bir karikatürleşme çıkmıştır. Bu da, yazarı, yer yer kara mizah çizimlerine götürmüştür. Islak Kentin İnsanları, böyle bir göçle başlar. Kerim Bey, sevgili karısı Lola Hanım'la, Buhara'dan yola koyulup Anadolu'ya geldiğinde yıl 1900'dür. Bu çekirdek aileden yola çıkarak yüzyıl sonuna kadar uzanan süreci işleyen Zerrin Koç, bu sürecin içine, giderek çoğalan aile bireylerinin, değişen toplumla birlikte yaşadıkları ilginç serüvenleri yerleştirerek, ustaca bir kurgu içinde 100 yıl süren bir sürecin romanını yazmış.