"Efendimizin pencerelerinde renkli camlar görmemiz bize tuhaf geldi. Bu camlarda Türkçe harflerle, mal sahibinin ismiyle, bazı dinsel dualar yazılıydı. Bu camların yerli imalat olduklarını öğrendiğimiz zaman çok şaşırmıştık. Zira, İngiltere'de görmüş olduklarımızın en iyilerinden daha mükemmeldiler. Renkleri dayanıklı olduğu kadar derin ve güzeldir.
Bu olay bize muhtelif bilim ve sanat hazineleri üzerinde düşünme fırsatı verdi. Sanat da sanki insanlar gibi yer değiştirmekten zevk duyuyordu. Çünkü diğer sanatların tümü bu yerleri terk ederek Batı'ya göç etmişlerdi. İçlerinde yalnız bu sanat Hıristiyanlığın şayanı teessüf bir kaybı olarak yerinde kalmıştı."