Kitap bir papaz tarafından ele alınmış. Mektup türünde gezdikleri yerleri anlatıyor. Daha çok Batı Anadolu ve Hristiyanlık için ehhemiyetli yerleri anlatmış. Çokça latince ve Rumca isim bulunuyor. Yazar, bazen de eski kaynaklarda ve seyahatnamelerde anlatılanlarla kendi gördüklerini kıyaslıyor. Osmanlıdan ziyade Hristiyan ve ortodoks Hristiyanlardan ve onların hurafelerinden bahsediyor. Sık sık okuduğu yazıtlardan bahsediyor ve çoğunu da mektuplara aynen alıyor. Türkler için bazen iyi bazen de kötü şekilde konuşuyor. Mesela bir defasında Fatih'ten barbar olarak bahsediyor.
Yazarın gezdiği yerler antik harabeler, Efes, İzmir, Manisa, Edirne, İstanbul gibi merkezler. Tabi çevresinde başka arkadaşlarının da olduğu anlaşılıyor. Kendisine refaket edenlerle beraber bazen tabiat yürüyüşüne çıkıyor bazen de cami, kilise gibi yerleri tasvir ediyor. Eski yunan mitolojisine, yunan ve latin tarihine sıkça atıflarda bulunuyor. Kendisi İngiliz ve katolik olduğu için gezdiği yerlerdeki ortodoks azınlıkları bazen tenkit edip alaya alıyor. Onlara cahil diyor. Bazen de Türklere cahil diyor. Fakat gördüğü misafirperverliği reddetmiyor, minnetarlığını ifade ediyor.
Hülaseten bu eser 1700'lerde Batı Anadolu, Trakya, İstanbul gibi yerlerdeki zamanın anlayışına, mekanın durumuna ışık tutuyor. Saraya girdiği için saray hakkında da malumat veriyor. Bazı evlerde misafir kaldığı için onlar hakkında da malumat veriyor. Birinci el kaynak olduğu için tavsiyemdir, fakat çeviri daha güzel olabilirdi, ayrıca bazı tabirlerin doğru çevrilmediğine inanıyorum. Bazen çok eski sayılabilecek tabirler kullanan mütercim bazen de aşırı şekilde suni ve uydurma bir dil kullanmış.