Kıyamete neden seksen gün değil de doksan dokuz gün kaldı? Ya da neden yüz on gün değil? Yazarımızın doksan dokuz gün üzerinden bu romanın iskeletini oluşturmasının nedenlerini, ikinci günün sonunda belirgin şekilde okuyucunun önüne koymuştur. Her gün Allahın doksan dokuz isminden biriyle oluşturulan bir şiirle sonlandırılması, romanı farklı bir yaklaşımla okuyucuya sunmasını olumlu anlamda farklılık olarak yorumluyorum. Yazar bu şiirleri romanla beraber taşımasını, kendi duası olarak açıklamasını mantık dairesi içerisinde güzel buldum. Hal böyle iken yazarımız hayalle, gizemle ve ezoterik bir dünya bakış açısıyla, en güzeli de şiirsel dualarıyla okuyucuyu -inanç adasına- taşımıştır.