E-Dergi

goethenin etkili kitaplarından yalnızca bir tanesi beni biraz olumsuz yönde etkilediğini de itiraf etmeliyim. Albert gelene kadar Lotte ile geçirilen zamanları çok severek okumuştum. Fakat sonrasında Wertherin bunalım hali bana da geçti sanırım ve sıkılmaya başladım. belki de üzüldüm. O dönem bu kitaptan sonra birçok intihar vakası yaşanmış. Günümüzde belki bu kadar etkilenilmez ama kitabın etkili anlatımından da bir şey kaybettiğini düşünmüyorum.

bu kitabın benim için önemini birkaç kelimeyle ifade etmem çok güç. çok istemiştim okumayı yalnız hemen alamdığım bir dönemimdi. öyle bir dönemde hediye olarak geldi kitabım. anlamı biraz daha artmıştı benim için bir solukta okudum ve gerçekten çok keyifliydi okuması.
o dönemin ucundan bile yakalayanlardansanız mutlaka okumalısınız...

tanıdığım ressamların ve tablolarının modelleriyle de tanışmak oldukça eğlenceliydi.
keyifle okuduğum bir kitap bu yaz için...

ben bu kitapları açıkçası kişisel gelişim ya da ne bileyim başarmak için okudum diyemem. zaten başarmanın başarının bu şekilde örneklere ihtiyacı yok diye düşünüyorum.
benim okuma amacıma gelince: bugüne kadar tanıyıp da aslında tanımadıklarımı tanımış oldum bu vesileyle yani kitap okumanın hiçbir zaman zararı yok bilginin fazlası yoktur eksiği vardır...

ben Cengiz Aytmatov ile ilk Elveda Gülsarı kitabıyla tanışmıştım ve üstelik yaşım küçük sayılırdı. beni öyle etkilemişti ki o kitap, bu kitabını da okuduktan sonra neden yazara geri dönüp diğer kitaplarını da okumadım diye hayıflandım.
kitabı yalnızca birkaç saat içerisinde bitirdim. bitirdiğimde o gün de benim için bitmişti. olaya öyle kaptırıyor ki kendini bu kitapla bi süre ara verdiğim çok okuma alışkanlığıma yeniden döndüm diyebilirim...