İzmir BÜYÜCÜLERİ
Bu kitabı bitirdim diyebilmeyi çok isterdim çünkü çok çabaladım. En uzun sürede okuduğum kitap oldu. Son bölümü sayfa başına birer satır okuyarak ancak tamamlayabildim. Bunun nedenlerine gelince:
Her şeyden önce kitaptaki anlatım gerçekten çok karışıktı. Pek çok yerde kişilerin ve olayların birbirine karıştığı hissini aldım. Bunun sonucunda da sık sık elimden bırakmak zorunda kaldım. Dolayısıyla sürükleyici olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim..
Konu olarak aslında ilginç olacak bir konu idi. Zaten kitabı ilginç kılan da bu büyü olaylarıydı. Ama nedense büyücü olan Eftelya mı, Katina mı yoksa Attarti mi veya başkası mı oldukça karmaşık. Zaten çok da inandırıcı veya iyi kurgulanmış da değil...
Kitabı elimden defalarca bırakmama ve uzun süre devam edememe neden olan en önemli nokta ise kitaptaki İzmir'li Türklerin neredeyse oranın yerlisi değil de ikinci sınıf vatandaşı olan özellikle pis oldukları vurgulanan insanlar olarak anlatılmasıydı. Oysa Katina tüm çirkinliği ve hatta ahlaksız yaşantısına rağmen onlardan daha muhteşem tasvirlerle anlatılıyordu. Yazarın Yunan olmasının bu anlatımda rolü olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde. Sanırım bir daha yunan bir yazarın kitabını okurken bir daha düşüneceğim.
Bunlardan da ötesinde kitabın sıkıcı, iç karatıcı, zaman zaman insanı okumaktan alacak kadar tiksindirici yönleri olduğunu düşündüm. Yine de en sonunda belki bir hoşluk vardır diye düşünerek bu uzuuuun olduğu kadar ekstra kötü kitabı bitirmek için kendimi zorladım. Ama dediğim gibi son sayfalar deyim yerindeyse git-me-di.
Kitaptan benim aldığım dışında güzel olan en ufak bir his alan veya hoşlandım diyebilen varsa lütfen siz de yorumlarınızı yazınız. Gerçekten çok merak ediyorum!