E-Dergi

7 Mart 161'de Roma İmparatorluğu tahtına oturan Marcus Aurelius'un ölümüne kadar kendine aldığı notların kitaba dönüştürülmüş hali. Dönemin şartlarına göre olan notlarında bulunduğu kitapta esas olay ''Stoacı'' düşünceye dayanıyor. Bu düşünceyi kendi düşünceleri ile harmanlayıp hayattaki tecrübeleriyle birleştiren Marcus; işin özünde hayata bir gün veda edeceğimizi, bizden öncekilerinde veda ettiğini sonrakilerinde edeceğini, biz insanların birbirimizle didişmesinin boşa zaman kaybı olduğunu, hayatı güzel ve insanlığa yararlı bir şekilde geçirmemiz gerektiğini ve zamanın akıp gittiğini anlatıyor. Zamanınız varsa, merakın varsa okuyun. Bu konularda merakınız yoksa size güzel gelmeyebilir.

Kitabın yazarı E. Kur. Alb. Güven Şağban vefatından kısa bir zaman önce kaleme aldığı ve dostlarına emanet ederek bu hayata veda ettiği bu kitabı sinirlenerek, üzülerek, şaşırarak ve kendisinden gurur duyarak okuyacaksınız. Hain kalkışması olan 15 Temmuz 2016 günü Ankara'da Mustafa Önsel ile yürüyüş yaparken üstlerinden geçen F-16 savaş uçaklarını gördükten sonra itibarı ile yaşadıklarını anlatıyor. Jandarma Genel Komutanlığına giderek darbeye karşı canını ortaya koyan kahraman subayımızın o gece yaşadıklarını anlatıyor. Bu anlatımlar sırasında hain yapılanma hakkında bilgiler ve darbeye karşı mücadelelerinden bahsediyor. Kitabın sonundaki ''Son sözüm, vata sağ olsun. Türk milleti sonsuza kadar var olsun !'' sözlerinden sonra göz yaşlarınızı tutmanız mümkün değil. Genci, yaşlısı, bu konuda araştırma yapanı, yapmayanı ve Türk gençleri kısacası herkesin okuması gerek. Mekanı cennet olsun.

Sayın Önsel'in akıcı kaleminden harika bir kitap. Cumhuriyetimizin yetiştirdiği, hayatları inanılmayacak derecede farklı ve mucizelerle dolu iki saygıdeğer komutanımızın hayatını okuyacaksınız. Onlara kanat çırpan kelebeklerin nasıl fırtınalar yarattığını aynı zamanda bu fırtınalara engel olmak isteyen iğrenç yarasaların onlara neler yaptıklarını okuyacaksınız. Başlangıçta cumhuriyetin önemini kavramak için geriye gidiyoruz. Devamında kitap iki bölümden oluşuyor. İki ayrı kahramanı anlatıyor. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu kitaptan önce veya sonra fark etmez sayın komutanımızın ''Ağacın Kurdu'' isimli kitabını da şiddetle tavsiye ederim.

Deniz harp okulu ve lisesinden mezun olan Özden Örnek kendi hatıralarını arkadaşlarının da yardım ile yazıya döktüğü bu kitapta; deniz lisesinin tarihçesi ile giriş yapılarak 1. sınıftan itibaren 1957 yılından başlayarak neler yapıldığı, nasıl eğitim görüldüğü, disiplin, kurallar vs. anlatılarak adeta o yıllara ışınlanıyorsunuz. Döneminde memlekette yaşanan siyası ve askeri olayalar öğrencilerin gözlerinden nasıldı ? Bir lise öğrencisi hemen ardından bir Harbiye öğrencisi neler yapıyor ve yaşıyor ? İnanılmaz bir akıcı dille okuyacaksınız. Özden Örnek gibi vatansever bir adamın nasıl da teknolojide geri kaldığımızı, eğitimdeki eksiklikleri gözlemleyerek kendisi Deniz Kuvvetleri Komutanı olduktan sonraki yaptıklarını ve MİLGEM'i çok daha iyi anlayacaksınız.

Savaş nedir ? Savaşta liderlik, teşkilat, moral nedir ? Nasıl yapılır ? Bu şekilde başlayarak taarruz, savunma , gerilla vs. anlatarak kısa bir şekilde savaşın nasıl yapılacağından bahsediyor. Kitap gayet güzel ve akıcı saatler içerinse biter. Savaş konusunda merakı olan herkesin okuması gereken bir kitap. Bu kitabın yanında Osman Pamukoğlu'nun ''3. Dünya Savaşı - Terörizm ve Hükümetler'' adlı diğer iki kitabını da okumanızı tavsiye ederim.