Charles Bukowski... Öyle bir hayat ki onunkisi..Hiçbirimizin hayatına benzemiyor. 'O' doruklarda yaşayan birisi.Özgürlüğü sonuna kadar yaşamış ve öyle ölmüş.Sevmediği hiçbirşeyi yapmamış,kimse onu zorlayamamış.Babası'nın zorba diktatörlüğüne karşı 22 yaşında evini ve okuduğu üniversiteyi terk edip, yollara düşmüş. O zengin biri olmak istemedi,babasının tüm baskılarına rağmen 'O' başka bir yol çizgi kendine...
Factotum,okunası bir 'yeraltı' roman..Kendisiyle,babasıyla,toplumla savaşan bir 'serseri' nin öyküsü..
Bukowski'nin acı kahve tadı veren realitesi,beni sarstı. Evet hayat Bukowski'nin anlattığı gibi..'O' hayatı anlattı,gerçek hayatı.. Bize benziyordu,ancak biz değildi..Tek bir farkla 'biz' değil, 'O' bu acı(!) kahveyi içmeyi seçti, biz ise içme cesaretini gösteremeyip,fala bakmayı seçtik..
Farkımız bu.. Bukowskiyle.....