E-Dergi

Evde uzun süredir okunmayı bekleyen bir kitaptı.Geçenlerde Robin Wİlliams ın hayatını kaybetmesi sonucu kitabı merak edip okudum.Belki filmini izleyenlerde vardır.Film 1989 yılında çekilmiş ve başrolde Robin Willams oynamış.
Filmi izlemeyenler için kitaptan biraz bahsedeyim.Konu çok disiplinli bir erkek okulu olan Welton Akademi de geçmektedir.Okulda yeni bir ingilizce öğretmeni olan bay keating ders vermeye başlar.Hayatı sadece ders çalışmaktan ibaret olan bir grup genci şiire,sanata ve anı yaşamaya yönlendirir.Onlara dünyaya ve olaylara farklı açıdan bakmayı öğretir.Ve okulun despot ve gelenekçi anlayışına ters olan bu düşünce bay keating ve öğrencilere farklı yollar sunar.
Kitabı ben çok beğendim.Gayet akıcı ve sıkmayan bir anlatım kullanılmış.Uzun kitap okumayı sevmeyenler bu 160 sayfalık kitabı bir çırpıda okuyabilirler

Ünlü yazar Aytmatov'un bu eseri aslında Gün Olur Asra Bedel kitabının içinde yer alması gereken fakat yayınlanmasına izin verilmeyen bölümüdür.Yani Gün Olur Asra Bedel i okuyup daha sonra bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.Başlarda çok sıkıcı başlıyor fakat her zaman ki gibi roman sizi içine çekiyor.Betimlemeler son derece muazzam yapılmış.Hikaye içinde hikaye anlatılıyor.Cengiz Han'ın hiç bilinmeyen bu hikayesi de çok ilginç gelecek.Mutlaka okuyun ben çok beğendim.Hemde kısa sadece 112 sayfa.

Çok merak ederek aldım bu kitabı.Okuyan hemen hemen herkes beğenmiş.Ben büyük bir merakla başladım okumaya fakat ilk 160 sayfa benim için geçmek bilmedi .Bir ara bırakmak istedim fakat okuduğum yorumlara güvenerek okumaya devam ettim.160.sayfadan sonra kardeşinin hikayesini anlatmaya başlıyor.O andan itibaren akıcı ve sürükleyici hale geldi.Ve sonu çok farklı bitti.Katili tahmin etmek kolaydı çok şaşırmadım ama asıl kardeşinin hikayesinin bitişi çok farklı ve tahmin edilemez bir şekilde sonuçlandı.Katilin kim olduğunu söyleme şekli güldürdü beni.

Sonuç olarak okuduğuma ve bitirdiğime hiç pişman olmadım.Ve okumak isteyenlere tavsiye edebilirim

Zülfü Livaneli'nin okuduğum ikinci kitabıydı bu.İlki daha önce de yazdığım Kardeşimin Hikayesi kitabıydı.O biraz daha sıkıcı başlamış daha sonra akıcı hale gelmeye başlamıştı.Ama Serenad daha akıcı ve konu olarak daha derindi.Kitabı çok beğendim.Hiç sıkmadı,zaten dil olarakta yalın bir Türkçe kullanıldığı için zevk alarak okudum.Tarih ve aşk beraber işlenmiş.Çok beğendim.Okumak isteyenlere tavsiye ederim.

Yılmaz ÖZDİL in yıllardır Hürriyet Gazetesinde yazdığını bilmeyen yok gibidir.Ben de severek köşe yazılarını takip eder ve okurum.Benim gibi köşe yazılarını daha önce okumuş birine hiç de farklı gelmeyecek bir kitap.Tam Yılmaz Özdil üslubu,düşünce ve cümleleri.
Kitapta 2002 yılından bugüne kadar olan siyasal,toplumsal ve magazinsel gündemi ilgilendiren konulara değinilmiş.Daha önce duyduğumuz ,duymadığımız pek çok olaydan bahsetmiş.Bazen askeriyeyi,bazen medyayı bazende hükümeti tenkit etmiş.Eğer roman tutkunu değilseniz ve yakın tarihin unutturduklarını yeniden anımsamak istiyorsanız okunabilecek bir kitap.Yine de ben roman okumayı tercih ederim.Hayal dünyamızda oluşturduğumuz karakterler ve onların hayatı daha çok mutlu ediyor insanı.