E-Dergi

Selçuk Orhan'ın diğer eserleri gibi sanırım bu da okur kitlenin geneli tarafından es geçilecek. Sadece dolaşım alanı ve reklam verme imkânı geniş bir yayınevinden kitabınızın basılması yetmiyor çok okunmak için. Görünür ve gösterilir olmanız da lazım. Birden fazla kitap(reklam mı demeliydim yoksa) ekinde sizden bahsedilmesi, hatta parlak sözler edebileceğiniz ve manşete çıkacağınız röportajlar lazım. Peki bunlar kimlere (ve niçin) sunulan fırsatlar olabilir? Fırsatlarla müşerref olanlar arasında Selçuk Orhan'ın geniş bir yer kapacağını zannetmiyorum. Bir iki tane yayında bir iki sayfalık yerde ancak gözükebilir. Bu da bizim gibi imajın niteliğin önüne geçtiği toplumlarda pek bir işe yaramayacaktır. Kitabın kendisine bir cümleyle değinirsek, yazarın bir önceki romanı Aranmayan Özellikler ile birlikte okunduğunda "güzel" bir dünyanın kapıları okura açılacaktır.

Bu tarz teorik kitaplar genellikle berbat çevirilerinden dolayı hevesle alınıp bıkkınlıkla raflarda tozlanmaya bırakılır ve okunmak zorunda kaldıkça çevirmeninin kulakları sıklıkla çınlatılır. Sözlükbirime Giriş, teorik kitaplar kategorisine dahil olsa da, türünün kahir ekseriyeti gibi değil. Çevirmenlerinin hem Türkçeyi hem çeviri yaptıkları dili hem de ülkede hitap ettikleri okuyucu kitlesini biliyor olmalarının bundaki payı kuşkusuz çok büyük. Sözlük bilimi alanında başvuru kitapları neredeyse yok mesabesinde. Bu kitapların, tıpkı bu eserde olduğu gibi, okunabilir ve anlaşılabilir bir çeviriyle yayımlanması alanın bizim dilimizdeki gelişimi için oldukça faydalı olacaktır.

Bu kitabın dile meraklı her okurun kütüphanesinde bulunması gerektiğini düşünüyorum. Hem bilgi veren hem de okuyanı sıkmayan bir yapısı olduğundan herkese hitap edebilecek bilimsel bir kitap.

Bu çalışmanın hem yer verdiği öyküsel yazılar, anılar ve portreler hem de mübarek bir amaca hizmet etmesi bakımından kütüphanelerde yer bulmayı hak ettiğini düşünüyorum. Elbette yardım amaçlı basılan ve dolaşıma giren birçok kitap var ve bunların ekserisi okunabilirlikten oldukça uzak. Ancak bu kitap elinize aldığınızda bir okuyuşta bitirilebilecek akıcılık ve çekicilikte. Yer yer dizgi hataları var maalesef, ancak bu kitabı okurken tat almanıza mani değil.

Uzun zamandır bu kitabın ikinci baskısı literatümüzdeki bir eksiklik olarak duruyordu. Çok şükür Necip Tosun ve İz Yayıncılık bu eksikliği giderdi. Rasim Özdenören'le alakalı son yıllarda birçok çalışma yayımlandı ancak bu kitap hâlâ çeşitli açılardan alanında tek olma özelliğini haiz. Hem bir öykücü hem de bir eleştirmen olan Necip Tosun'un Rasim Özdenören üzerine değerlendirmeleri, yazarın kitaplarını okuyanlar için yeni ve farklı okumalara kapı aralayacaktır.