E-Dergi

Mehmet Öz, yıllar sonra vücudumuzla ilgili yanlış bildğimiz herşeyi ortaya koydu. Yıllarca insanlarımızın hem ruh sağlığını hem de beden sağlığını bozan garip diyetler yaptırdılar. Şimdi birçok insanımız ya erken çökmeyle karşı karşıya, ya da sonu ölüme giden yememe hastalığına tutulmakta, ya da en küçük bir krizde ölümle daha kötüsü felçle karşılaşma söz konusu. Doğal besinlerin yenmesi gerekliliği, önemlisi sporun yaşamımızda ne denli önemli olduğu bu kitapta çok açık görülüyor. Sağlıklı bir nesil, sağlıklı bireylerden geçiyor. Mehmet Öz e teşekkür ederken, bu kitabın herkesin başucu kitabı olmasını temenni ediyorum.

Bugün başımız ağrısa doktora gidiyor, kimyasal ilaçlarla tedavi oluyoruz. Hiç düşünüyor muyuz ki acaba içtiğimiz bunca ilacın yan etkileri bizi nasıl etkilemektedir. Doğaya baktığımızda ve onun sesini duyduğumuzda biraz olsun doğayla içiçe olduğumuzda birçok hastalığın çözümünün çok basit bir şekilde bitkilerle çözümlendiğiniz görebiliriz. Örneğin başınız ağrıdığında bir elmadan ya da bir adaçayından daha iyi gelebilecek hiç bir şey yoktur. Huzursuz musunuz bir fincan papatya çayı ile rahatlamanız mümkün. Aynı zamanda uykusuzluğun çözümü olduğunu rahat bir uykuya daldığınızı göreceksiniz. Çalışmanız, zihnininizi berrak tutmanız mı gerekiyor, bir elmaya ne dersiniz. DAha birçok rahatsızlık diye adlandırdığımız şey aslında çok basit çözümleriyle bu kitapta yer almaktadır.

Kılıç Ali, her daim paşanın yanında yer almış, silah ve mücadele arkadaşı, vefatına kadar onun yanında olmuş, kurtuluş savaşı ve sonrası olayların nasıl gerçekleştiğine, hangi evreler sonunda gerçekleştiğine en yakından tanık olmuş kişinin anılarından dinlemek, görmek pek yerinde sanıyorum. Hulusi Turgut kaleminden çıkan bu yayın iş bankasından çıktı. Gerçekten okunması önerilmesi gereken kaynaklardan birisi olduğuna inanıyorum.

Refik Erduran 'ın kaleminden yazılan Sabiha, bugün bile hala ulaşamadığımız değerleri, istibdat döneminde savunan Sabiha Sertel'in yaşam öyküsü. TArihi çerçeve içinde yazılan bu kitabı, Abdulhamit dönemini, Jön TÜrkleri merak eden herkesin okuması gerektiğine inanıyorum. Bugün kızlarımızı okutmak için verdiğimiz çabayı geleneksel modelden sıyrılmaya çalışan fakat ayaklarına bağlanan ağırlıklarla bir türlü bunun içinden çıkamayan insanlarımızın yaşamını göreceğinizi düşünüyorum. İlginç bir kitap mutlaka okunması gerektiğine inanıyorum.

Hemen her konuda, hepimiz kitap okuyoruz. Ya da şöyle olsun bir göz gezdiriyoruz. Belki olmazsa olmaz aslında ama hani okumazsak da çok şey kaybetmeyebileceğimiz kitapları bile okuyoruz. Oysa elimizdeki cevheri görmeden, onun gelişimi için çaba harcamadan yorulan bizler, onların gelişimi için uzman görüşlerinden genelde uzak duruyoruz. Çalışma saatlerinin yoğunluğu, ev sorumlulukları, toplantılar derken bir de bakmışız ki çocuğumuz çat pat konuşmaya başlamışlar. Ancak onların dil gelişimlerini desteklemek (özellikle 0-6 yaş grubunda) onları içinde bulunduğumuz çağa uygun olarak yetiştirmek gerekmektedir. Bu konuda üzerimizde daha fazla sorumluluk olduğu kanaatindeyim. İnanıyorum ki Nergis Güven ve Servet Bal da bu konu da taşıdıkları sorumluluk sonucu bu eseri oluşturmuş olsa gerek. Çocuklarımızı daha iyi bir dünya da daha uyumlu bireyler haline getirmek ancak bizim sistemli ve bilinçi davranışlarımız ve eğitimimizin sonucu olacaktır.