E-Dergi

Gezi yazılarına pek meraklı değilimdir ama kışın ortasında ve daha da tatile çok varken her kitapla yurt dışına çıkma fırsatını değerlendiriyorsunuz.İlk kez tanıştığım yazar,bana Anadolu yollarında bir kaşif gibi geldi.Oysa anlattığı coğrafya Brad Pitt'in film çektiği siteplerdi. Yazıldığı dönemin siyasi gelişmeşeri de ilginç. Öneririm...

R.Bach'ın Martı kitabını hatırlayınınız var mı? İşte onun tasavvufi versiyonu. Meraklısına tabi. Yoksa öyle uzaklara savrulmuşuzki gönül çemberinden,günlük telaşelerden zaman kalır mı bilmem uçmaya,Simurg'u bulmaya.Dedim ya meraklısına

Kitabı satır satır bir solukta okudum. Bazı yerleri geri döndüm tekrar okudum. Söylenebilecek tek söz var:PALAVRA Yazar bütün nefretini,kuyruk acısını sayfalara nakşetmiş. Osmanlıyla Cumruriyetin genç nesillerini karşı karşıya getirmek için yazılmış bir başka KARA KİTAP daha. Dipnotsuz,kaynaksız sadece HAYAL ÜRÜNÜ. Çünkü, kitabı okursanız beni dahi iyi anlarsınız,öyle senaryolar/anılar varki değil harem ağası padişahın koynundakinden başkası bilemez. Kitabın sonuna Yüce Atatürk'ü de koyma cüretini gösteren yazar,kinine ve yalanlarına O'nu siper etmiş. Bir dostum bu kitabı için yabancı istihbaratların Türkiye'yi bulandırmak için hazırlattığını söylemişti.Karen Fogg'un tarih düşmanlığı hatırlanacak olursa her tarih kitabında okuduğunuza inanmayın derim.Son söz:Okuyun ve ibret alın(tabi boş zamanınız varsa)

Değerli hocamın çeşitli tarihlerdeki makalelerinden oluşmuş, ona has üslubuyla inceden inceden eleştirdiği diğerlerinin dünya tasarımını bulabileceğiniz 'sürüden ayrı' bir kitap. Demokrasi kültürümüzü ve hayat felsefemimizi tüm çıplaklığıyla yüzümüze vuruyor. Kütüplanede bulunması gereken bir eser. Tek olumsuz yanı bazı makalelerin aktüalitesi zayıf. Kitabın ilk basım tarihi göz önüne alınırsa da gayet normal.

İlhan Bardakçı'nın ilk kez bir kitabını okudum. Formel tarih aslında sadece tek perspektif şansı vermiş yıllarca bize. Tarihin hükmünü hiç şüphesiz yine tarih verecektir ancak Tarih'in nasıl yazıldığı ve gelecek nesillere nasıl aktarıldığı da önemlidir. Her devrim kendinden öncekileri 'mülga' eder ki meşrutiyeti sağlansın. Türk devrim tarihinin de kaçınılmaz naifliği burdadır. Ancak tarihin sisli kolidorlarında renkler ne siyahtır ne de beyaz. Ulu önderin profili bu pencereden de izlenmeye değer. Ancak Vahdettin bu zaviyede de hiç de hain gibi durmuyor. Tarih meraklılarına...