E-Dergi

daha önce hiç böylesine rastlamadım.
yaşanmış bir olayı hikaye etmek kolay, kurgulayarak böyle bir hikayeyi yazmak ise gerçek hikayecilikmiş diyebilirim.

Kitap, Prof. Ersoylu`nun Türk Dil Kurumu`nca çıkarılan Türk Dili Dergisi`nde daha önce yayımlanan makalelerinden oluşmakta. Konunun uzmanlarınca okunabilecek bir eser. Normal bir okuyucu için makalelerin uzunluğu ağır gelebilir. Yazarın cümleleri çok uzun, bir cümle çoğu kez bir paragrafı buluyor.
Kitapta, dilimizin düştüğü/düşürüldüğü içler acısı durum en ince ayrıntılarıyla aktarılmakta. Yazar "Yarın bugünü aratacak." diyor çok haklı.
"Ayaklı kütüphaneler günümüzde artık yok onun yerine ayaklı gazeteler var."

diğer yorumlarda yazdığı gibi "çok mükemmel, hayatımda okuduğum en güzel kitap, şahane." bu tarzda bir kitap değil. edebi bir değeri de yok.
edebiyat tarihlerinde yer almayacak bir eser.
çok acemice ele alınmış.
kitabı okunası kılan sanırım dinî konulardan bahsediyor olması.
dinîromantizm çok etkilemiş yazarı daha realist olabilirdi kurgu olduğu çok açık.
yazar insanları çok aşağılamış ve yaftalamış: solcu, dinsiz, imansız, mini etekli, komünist...
kitap okumaya ve dine yeni ısındırılacak birine tavsiye edilebilir.
seval adındaki roman kahramanlarından bir kızın üniversite eğitimini bırakıp evde çeyiz hazırlamaya gideceğim demesi eğitsel açıdan olumsuz bir durum. sakıncalı.
necati'nin kardeşi ali'nin, kendisinden beklenmeyecek derecede olgun, donanımlı cüretkar konuşması pek inandırıcı olmamış.
iyi bir okur olduğunuzu düşünüyorsanız 544 sayfalık bu kitabın size vereceği pek bir şey yok onun yerine "bahaeddin özkişi, sokakta, ötüken yay." bu kitabı tavsiye ederim.

geçtiğimiz ağustosta huzursuz bacak, bu ağustosta da tahir sami bey... kitapları çıktı
mustafa hoca'nın kalemine sağlık. yine yılların birikiminden kaynaklanan tecrübesini konuşturmuş. mustafa kutlu'nun kitaplarını bir an önce okumak istiyorum fakat hemen bitiyor ve bu zevk daha uzun sürmediği için kitabı hemen bitirmek de istemiyorum.
diğer kitabı da sabırsızlıkla bekliyorum.
ayrıca mustafa hoca bu kitapta dğişik bir imla kullanmış kravat yerine kıravat, krallık yerine kırallık. basım hatası değilse bilinçli bir kullanım ise bir türkçe öğretmeni olarak bu kullanımı ben de destekliyor ve türk dil kurumuna duyurulur diyorum.

yazar türkiye'de karşılaştığı engellemeleri anlatırken isim vermiyor. acaba onları da deşifre etse nasıl olurdu?
yazarın gözleri görmemesine rağmen gezdiği şehirleri tasvir ederken ortaya koyduğu ustalık da dikkat çekici.
gerek muhteva yönünden gerek roman tekniği yönünden gerekse de edebi yönden güzel bir kitap. otobiyografi, gezi yazısı, roman; bu üç edebi tür bir kitapta toplanmış.
yazar bizlere de ilham oluyor.