E-Dergi

Nasıl anlatsam bilemiyorum... On üç öykü ve her birinin içinde bir roman saklı... Anlatılmak istenen bazen şifrelenmiş, simgelenmiş, gizlenmiş; bazen de çok aşikar ve bize çok aşina... Yazar okurun hissedeceği duyguya saygı duymuş ve bunu isteyerek yazmış... Üslup ile içerik öylesine iç içe geçmiş ki birbirinden ayrılması imkansız yapışık ikizler örneği geliyor akla... Biçim ve içeriği ayrı ayrı ele alınan kitaplardan değil asla... Ve böylesini ilk defa okuduğum için şaşkınım... Okudum bitti diyemiyorum bu kitap için... Çünkü elimden bırakamadım, çok akıcısıydı da demiyorum... Çokça düşündürdü ve zaman zaman da oldukça sıkıcıydı... Belki bambaşka bir zamanda merak uyandırıp tekrar okunmayı isteyecek okurundan... İlginç...

Çok akıcı bir anlatım... Yaklaşık kırk yıl önce yazılmış olmasına rağmen güncel bir üsluba sahip anılar derlemesi... Yakın tarihimize kısa ama anlamlı bir yolculuk...

Öyküyü romana tercih edenler için birebir... Bazı öykülere yoğunlaşmakta zorlandığımı söylemeliyim... Durağan, dingin, merak uyandırmayan ve genellikle süprizi olmayan anlatılar...Sıradanlığı yazmayı yeğleyen bir yazar...

İnsan insana acımaz... Annen, baban, kardeşin bile olsa... Onların istediği gibi yaşamaz, düşünmez, onların suyuna gitmez, menfaatlerine, egolarına göre davranmazsan, ceplerini doldurmazsan; gözlerinde bir BÖCEK kadar değerin kalmayacağı gibi; böcekler gibi ortadan kaldırılması, yok edilmesi gereken bir yaratık oluverirsin bir anda... Kafka yarattığı karakteri böceğe dönüştürerek bunları anlatmaya çalışmış ve bunu yüzyıldır çok iyi başarıyor... Ve Orhan Pamuk, meğer biçim olarak Kafka'yı nasıl da örnek almış! Üslup olarak neredeyse aynı...

Ataerkil dünyayı en iyi anlatan kısa ama büyük bir roman... Dokuz yaşında bir çocuk, annesini nasıl sever? Dokuz yaşında bir çocuk, annesinden nasıl şüphe eder? Dokuz yaşındaki bir çocuk, annesinden nasıl nefret eder veya ettirilir... Ve bunu nefreti doğuran, erkekler dünyasında erkekten yana başka bir kadındır... Dokuz yaşında bir çocuk kendi öz annesini nasıl öldürür? Ve o anneyi, dokuz yaşındaki oğlumu öldürür yoksa biz mi?