E-Dergi

çok güzel çok akıcı bir öykü olmuş.gerçi tahmin edilebilirliği çok yüksek bir roman dı benim için.hasan ın baba nın oğlu olduğunu kitabın ortalarına gelmeden anlamıştım.kitabın en güzel yanı insanlara başka dünyaların da olduğunu o dünyalarda insanların ne çok acı cektiğini çok güzel anlatmış.bir çok insan harita da Afganistan ın yerini bile gösteremez belki ama herkes taliban ı ve yaptığı vahşeti dumymuştur..emir in de dediği gibi "Afganistan da çok fazla çocuk var ama çocukluk yok"beni en çok etkileyen bölümlerden biri baba'nın hırsızlığı ve günahı tanımlayışı.gerçekten çok güzel bir ifade olmuş.
emir ilk öyküsünü yazdığında iki şeyi öğrendiğini söylemişti "ironi"ve"tutarsızlık".bu romanda da biraz var o tutarsızlıktan.çok fazla tesadüf var bir kere.hasan'ın başına gelenlerin aynı kişi tarafından oğluna da yaşatılması çok zorlama olmuş gibi geldi bana.birde emir çocuğu alıp amerika'ya götürüyor.çocuğun başından bir dolu kötü olay geçmiş ama onu bir psikiyatriste götürmeyi akıl edemiyor!!
netice okunmaya değer güzel bir roman olmuş!

tami hoag kesinlikle iyi bir polisiye yazarı..kitaplarında ritim sürekli yükseliyor.öyleki merak edip arka sayfalara şöyle bir göz atmak istiyorsunuz..dili çok akıcı sıkılmadan okunabilecek yazarlardan..kahramanları yüzeysel olarak anlatıyor ama bu da yetiyor.çünkü amaç kahramanı tanımak değil katili bulmak!!kısacası tavsiye ederim..

ne diyebilirim ki nermin bezmen ellerinize ve yüreğinize sağlık bu hayatı bu romanı bizimle de paylaştığınız için.aslında kitap hakkaında yorum yazamayı istemiyordum çünkü o kadar güzeldi ki o kadar etkilendim ki doğru kelimeleri bulamamaktan korktum.kurt seyt murka yı da okumuş bibi olarak tek hissedebildiğim büyük bir üzüntü çünkü bu gerçek bir hikaye.insana bir adam daha ne kadar kaybedilebilir kaybedecek neyi kaldı dedirtiyor.koca bir hayat ve hepsi kayıplar üzerine kurulu.imparaorluklar yıkılırken sadece bir devrin kapandığını düşünürdüm ama öyle değilmiş.imparatorluklar değil insanların hayatlarıymış yıkılan.bitmeyen hasretlere itmiş rusya nın yıkılışı seyiti...aynı bizim ülkemizde de olduğu gibi insanlar vatanından ve sevdiklerinden istemeden de olsa ayrılmak zorunda kalmışlar.
kısacası kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim ben yeni basımı için oldukça beklemek zorunda kaldım ama değdi.bence nermin bezmen türkiye deki en iyi kadın yazar.bu romana harcadığı emek ve yaptığı araştırma o kadar derin ki sanki o zamanda o olayları yaşamış gibi...

kitap savaş yıllarını ve insanlar arsı sınıf ayrılıklarını gayet başarılı bi şekilde yansıtmış.açıkçası ortalara doğru sıradanlaşan kitapta kabuğunu yarmaya çalışan tek karakter hannah gibi görünse de o da kaderine boyun eğip saçma sapan bi evlilik yapıyor.doğal olarak hayallerini tek gerçekleştiren hizmetkar guruhundan alfred olmuş.grace in en büyük hatası adanmış köle olması ve başkalarının hayatında konuk oyuncu olmayı tercih edip kendi hayatındaki başrolü kaçırması.kitabın arkasını okuduğunuz da cinayete çok fazla odaklanıyorsunuz ama romanın son on sayfasında alelade bir olay gibi geçiştiriliyor maalesef.tek bişey var katili tahmin edemiyorsunuz.çünkü olmıyacak bir diyalog ve olaylar zinciri var.yine de alıp okumanızı tavsiye ederim.anlatım akıcı ve tabiki ne olursa olsun tarihi roman...

kitabın son basımı her ne kadar 2004 yılı olsada ben daha yeni okuma şansına eriştim.tarihi roman sevenler için tavsiye edilir.rus çarı petro nun daha doğrusu osmanlıların deyimiyle deli petro avrupalıların deyimiyle büyük petro...ve bence kesinlikle deli ama büyük adammış..genç yaşında kimliğini saklayıp tüm avrupayı gezmiş ve farklı işlerde en ağır işlerde çalışarak gemiciliği ve marangozluğu öğrenmiş.herkesin bildiği gibi rusların en büyük emelleri (ki bu fikri petro benimsetmiş)sıcak denizlere inmekti.nitekim aklına koyduğunu da yapmış yep yeni bir şehir(st.petersburg)ve yepyeni bir donanma kurmuş.yeni şehrini bir nehrin kenarına inşa etmiş ve bugün o şehir rusya nın gururdur.sanat şehridir.kitapta şehrin kuruluş hikayesi çarın çamarcı karısı katerina namı değer çariçeyle olan evliliği ve hayatı mevzu bahistir.