E-Dergi

Kitabın 600 küsur sayfa olması gözünüzü korkutmasın, hızla okunabilen bir kitap. Ancak Yılmaz Dikbaş bazı konuları kitapta çok sık tekrar etmiş. Bu da okuma zevkini azaltıyor. Mesela Avrupa Birliği polis teşkilatı ile ilgili olan kısım en az 5 kez farklı başlılar altında anlatılmış.

David Livingstone kutsal soyun izini sürebilmek için çok derinlere dalmış. İlk 200 sayfa Avrupalı soyluların akrabalık ilişkilerini anlatıyor ki bu kısım çok detaylı. Daha sonraki kısımlar daha sürükleyici ve ilgi çekici. Livingstone çok ciddi bir araştırma yapmış bu kitabı yazmadan önce. Konu ile ilgilenenlerin kaynak olarak kullanabilecekleri bir kitap olmuş.

Kitabın subliminal (bilinçaltı) mesajlar ile ilgili olan kısmı oldukça ilginç. Konu ile ilgilenenlerin severek okuyacağı bir kitap.

Willam Engdahl bu kitabı yazarak insanlığa karşı görevini yerine getirmiş. GDO'lu gıdalar, halkı paniğe sevkettiren şişirilmiş(abartılmış) salgın hastalıklar ve bu bağlamda insan nufusunu azaltma projeleri konularında insanlığı uyarıyor Engdahl. Ülkeleri yöneten hükümetlerin bu kitabı okumaları lazım. Dünya Sağlık Örgütünün(WHO) ilaç kartellerinin bir kuklası olduğu gerçeği ve Amerika'nın labratuarda İspanyol Gribini tekrar diriltme çabaları insanı ürkütüyor.

Komplo teorilerin gelişimi, tarihçesini anlatarak başlıyor kitap. Daha sonra Jön Türkler ile masonlar arasındaki ilişkiler ile devam ediyor. Bu kısımdan sonra kitap masonluğun ya da siyonizmin o dönem siyasi bir enstrüman olduğu, siyasi güç elde etmek için devletlerin bu enstrümanı kullandığı ya da kullanmak istediği üzerine devam ediyor. Misal olarak İngiltere'nin hem siyonistleri kendi taraflarına çekmek için uğraştıkları hem de Arapları Osmanlı'ya karşı kışkırtmak için Jön Türklerin mason olduğu ve dinsiz olduğu propagandası yaptığı anlatılmış kitapta. Bence gayet başarılı bir kitap. Jön Türkler ile masonluğu iç içe geçirmek isteyenlerin muhakkak okumasını tavsiye ederim.