E-Dergi

Güvenin olmadığı yerde sevgide olmazdı..

Kitap arasında geçen bu cümle aslında özetlemiş hali. Kadınların basitleştirildiği, aşağılandığı ve saygı görmediği bir dönemi ele alan Zola, karalterler uzerinden kelime oyunlarina, karakter deneylerinede girmis. Fakat kadınlara böyle davranılıyor olmasını okumak bile rahatsız edici.
Okurken yer yer sinirlenmedim degil aslında. Ataerkil toplumun kadınları ezmesinden çok ,kadınların buna izin vermesi daha rahatsiz edici. Ve bu bir dönem cok yogun yasanmis bir olaylar topluluğu..
Yazarin degindigi bir diger mevzu ise güzelliğin elbet yok olacağı. İnsanların, kadınlarin sadece dış güzellikten ibaret olmadığı. Ve kesinlikle katıldığım bir konu. Bir insanı dinlemek için onu anlamak için yüzüne yada vücuduna ihtiyaç duymayiz, onun duygularina, yüreğine kulak veririz.
Kadınlar basit varlıklar degillerdir ve olmayacaklarda...

Bazen çok düşünmeden okumak gerekir bazı kitaplari. İşte bu kitapta onlardan biri. Aslında sade bir dili ve anlatımı olsada içerisinde hikayesinin barındırdığı anlam da bir o kadar ağır. Kücük Prens gibi kaybolusun bie örneği belkide bu kitapta.
Okudukça, anlamaya çalıştıkca daha da zenginleşen, zenginleştiren bir hikaye.

Anlaşma, basit bir genclik hikayesi başlayan. Olayların üniversitede ve aşk üzerine yazıldığı yuzeysel bir kitap aslında. Ama kitabi okumaya devam ettikçe karakterlerin yaraları gerçeklikle örtüsüyor. Bu tarz kitaplarda genellikle icki,parti,eglence gibi kavramlae ön planda olsada bu kitabın vir farkında bunların yani sıra acılar, gercek hayal kırıklığı ve birbirlerine iyi gelmeye çabalayan insanların olması.

Bir hayat,bir tarih, bir yolculuk, bir adam ve yaşamının her dakikası adanış.
Kitabın başından sonuna her bir cümlede ayrı bir anlam. Her cümlede bir gözyaşı.
Kerbela muslumanların kanayan yarası, geçmeyen sızısı.
Ah o yaşananlar, ne acı,ne gerçek. Nasıl bir teslimiyet ki ölüme gülerek, bile isteye adım attırıyor.
Sinan Yağmur'un kitaplarının çoğunu okumuş biri olarak Kerbela farklı bir kitap olmus. Belki konusundan, belkide yazılısından ama okurken sıcak gözyaşlari cumlelere karışıyor. Her damla bir kelimeyi yıkıyor o zamanları geri alabilirmişcesine. Her damla bir kelimeyi silmek istiyor o acılar yaşanmasın diye.
Harika bir kitap ve harika bir anlatım. Sinan Yağmur' un kalemine sağlık..

Fransızcadan çevirisi yapılan Rimbaud'un hayatında yazdığı iki ederinden biri Illuminations.
Kendine özgü tarzda yazdığı şiirleri ile şiir dünyasına önemli açılar kazdırmıştır. Fakat bunu devam ettirmemiştir.
Hayattan ve insanın en önemli hallerinden esinlenmiştir.