E-Dergi

Kişisel gelişim batağına batmışken ve etrafımdan izole olmuşken ve yarasına kimsenşn dokunmaz hep ben deyip ve sadece mutlu olmam gerektiğini kendime telkin edip mutsuzluğun hastalık gibi oldupunu düşündüğüm dönemde karşılaştım bu kitaplar. İncecik ama sözü hüyük bir kitap. Bana mutsuz olmanın da bedeni bir ihtiyaç olduğunu hatırlattı mutsuzluktan kaçmayınca daha insan oldum.

Harika bir kitaptır. Evlatlar kesinlikle cok sevecek. Yeniliğe açık anneler de çok sevecek ama iş işten geçti biz ne gün gördük ki ya da biz ailemizden böyle gördük diye yerinde sabit kalıp kendi kopyasını üretmek isteyen anne babalar sevmeyecek. Bu yıl tüm sevdiklerimi bu kitaptbı hediye ettim. Alice Miller i de yazar sayesinde tanıdım. Gerçi Alice Miller in sonradan evladı ile alakalı sansasyonel bi olayına da denk geldim ama anlattıklarının önüne geçmedi benim için ikisi ayrı kefede.

Edebiyat ve psikanaliz in birbirine bu kadar benzediği ve birbirinden faydalandığını bu kitapla çok daha iyi anladım.

Robotlardan korkduğumuz gibi Z kuşağından da korkuyoruz. Beğenilmemekten ya da işlevsiz hale gelmekten ya da seni düzenini reddedecek neislden korkuyoruz. Oysa onları anlamak yenilenmek demek. Z kuşağını anlamak mühim bir konu . Devinim sağlamak için her yeni gelen nesil ile anlaşmalı eskiyi diretmemeliyiz. Evrim kuran da z kuşağını anlamak adına güzel bir kitap yazmış .

Bazı kitaplar gitmez ama biter elbet. Bu kitap o kitaplardan. Bitirme ihtiyacı hissediyorsun ama biraz geç bitiyor. İsmi çok doğrı bi isim olmuş. Kasvet, buhran, ümitsizlik içerisinde bolca var.