Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
gkhnydn Tarafından Yapılan Yorumlar
Han Kang’ın Vejetaryen’i, sıradan görünen bir kararın –et yemeyi bırakmanın– bir kadının hayatında nasıl büyük bir dönüşüme yol açabileceğini sarsıcı bir şekilde anlatıyor. Hikâye, bireysel özgürlük, beden, aile ve toplum baskısı gibi konulara dokunuyor. Yazarın dili hem şiirsel hem de rahatsız edici derecede güçlü; okudukça insanın içini burkuyor. Karakterin yaşadığı dönüşümün yarattığı gerilim, kitaptan kolayca kopmanı engelliyor. Alışılmışın dışında, çarpıcı ve düşündürücü bir roman arayanlara kesinlikle önerilir.
Claire Keegan’ın Emanet Çocuk kitabı, sakin ama çok güçlü bir hikâyeye sahip. Kısa olmasına rağmen sayfalar ilerledikçe insanın içine işleyen bir derinliği var. Ailesinden uzaklaşıp başka bir eve gönderilen küçük bir kızın gözünden güven, şefkat ve sevginin anlamını görüyoruz. Keegan’ın yalın dili, duyguları abartmadan ama çok etkili şekilde aktarıyor. Okurken hem hüzünleniyor hem de insana dair umut verici bir sıcaklık hissediyorsun. Kısacık ama bitince uzun süre akılda kalan kitaplardan.
Dan Brown yine bildiğimiz gibi sürükleyici bir hikâyeyle karşımıza çıkıyor. Sırların Sırrı, ilk sayfalardan itibaren temposunu hiç düşürmeyen, gizem ve tarih dolu bir serüven. Robert Langdon’la birlikte Prag sokaklarında dolaşırken bir yandan kadim sırların peşine düşüyor, bir yandan da zaman, inanç ve bilincin derinliklerinde geziniyoruz. Özellikle geçmişle geleceğin nasıl iç içe geçtiğini sorgulatan kısımlar çok etkileyici. Hem heyecan arayanlara hem de düşündürücü bir okuma isteyenlere tavsiye edilir.
Yüzbaşının Kızı, Puşkin’in tarihî olayları kişisel bir aşk hikâyesiyle harmanladığı etkileyici bir roman. 18. yüzyıl Rusya’sında Pugaçev İsyanı’nın gölgesinde geçen eser, bir yandan dönemin çalkantılarını, diğer yandan genç bir subay ile masum bir kızın saf duygularını anlatıyor. Puşkin’in yalın ama güçlü üslubu, hem tarihî atmosferi canlı kılıyor hem de karakterlerin içtenliğini hissettiriyor. Romantik bir aşkın yanında, sadakat, cesaret ve onur gibi evrensel temaları işleyen bu eser, klasik edebiyatla tanışmak için de harika bir kapı aralıyor.
Carofiglio, Sabahın Üçünde yetişkinliğe adım atan genç bir gencin hayatına, dostluklarına ve gelecek arayışına odaklanıyor. Roman, 1980’lerin atmosferinde geçen bir büyüme hikâyesi niteliğinde. İçinde hem masumiyet hem de sert gerçeklerle yüzleşme var. Yazar, yalın diliyle karakterlerin duygularını sahici kılıyor, okuru onların iç dünyasına yakınlaştırıyor. Ergenlikten yetişkinliğe geçişte yaşanan karmaşayı ve özgürlük arzusunu çarpıcı bir şekilde hissettiriyor. Sade ama etkileyici bir “ilk gençlik romanı” arayanlar için keyifli bir okuma.